
Esas No: 2016/2155
Karar No: 2018/10882
Karar Tarihi: 19.11.2018
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2155 Esas 2018/10882 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin trafik kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkileri baba Hikmet ve anne ... için 5.000,00"er TL maddi ve 45.000,00"şer TL manevi tazminat ile davacı... için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, kusurun belirlenmesini, manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile; ıslah talebi de nazara alınarak 13.340,44 TL maddi tazminatın kaza tarihi 22/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar ... ile ..."den alınarak davacılar ... ve ..."a yarı yarıya verilmesine, ... ve ... için 10.000,00"er TL, ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 22/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar ... ile ..."den alınarak davacılara belirtilen oranlarda ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
1) 6100 sayılı HMK"nun 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hâkim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Savunma hakkını güvence altına alan T.C ..."sının 36. maddesinde de buna paralel düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda; hükme esas alınan hesap ve kusur bilirkişi raporları temyiz eden davalılara tebliğ edilmemiştir.
Mahkemece, davalılara anılan bilirkişi raporları tebliğ edilip, anılan rapora karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Bu durumda mahkemece anılan raporların davalılara tebliği ile rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanması doğru değildir. Bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
2)Bozma sebep ve şekline göre, davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 19.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.