2. Hukuk Dairesi 2015/7331 E. , 2015/7550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; kusur belirlemesi, nafaka miktarı, tazminat taleplerinin reddi, ve velayet yönünden, davalı tarafından ise; hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı yararına karar tarihinden itibaren hükmedilen 400 TL yoksulluk nafakasının, karar tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar tedbir nafakası, hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olduğunun anlaşılmasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu bulunmuş ve bu kusur belirlemesine göre davacı kadının tazminat talepleri reddedilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin davacı kadının 14.05.2010 tarihinde ..... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açtığı davada 04.06.2010 tarihli ara kararla geçici velayet anneye verilmesine rağmen müşterek çocuğu anneye teslim etmediği, o tarihten beri dört buçuk yıldır anne ile çocuk arasında kişisel ilişkiye engel olduğu, Batman l. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1442 esas ve 2012/569 sayılı kararına göre tarafların 27.10.2010 tarihli karşılıklı hakaret eylemleri nedeni ile cezalandırıldıkları anlaşılmaktadır. Bu halde boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkek ağır kusurludur. Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre davacı kadının Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi kapsamındaki maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece, "tarafların müşterek çocuğu 2007 doğumlu ...."nın uzun süredir babasının yanında kaldığı, çocuğun gelişimi için uygun koşulların sağlandığı mevcut düzendeki ani değişimin çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkileyeceği, dört beş yıldır annesini görmeyin çocuğun velayetinin gerekli hazırlık yapılmaksızın anneye verilmesinin tahrip edici sonuçlar doğurabileceği" gerekçesiyle velayeti davalı babaya bırakılmıştır.
Yapılan tahkikat ve toplanan delillerden tarafların 2005 yılında evlendikleri, 2007 yılında çocuklarının olduğu, 2010 yılında davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının reddedildiği, davacının 2011 yılında bu davayı açtığı, bu süre içerisinde müşterek çocuğun davalı babanın yanında kaldığı ve babası tarafından davacı anne ile görüştürülmediği anlaşılmaktadır. Mahkemenin çocuğun velayetinin davalı babaya verilmesine esas aldığı uzman raporunda velayetin davalı babaya verilmesi gerektiği belirtilmekle birlikte "davacı annenin annelik becerilerinin yerinde olduğu, çocuğu ilgi ve sevgi gösterme, gelişimine uygun şekilde yetiştirme becerilerine sahip olduğu izlenimi verdiği de" belirtilmiştir. Davacı anne ile çocuğun uzun süredir görüşmüyor olmasının annenin tutumundan değil davalı babanın engellemesinden kaynaklandığı toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalı babanın anne ile çocuğu görüştürmemesi sonucunda yarattığı fiili durum, 2007 doğumlu küçüğün velayetinin davacı anneye verilmesine tek başına engel değildir. Aksinin kabulü hukuka aykırı şekilde fiili durum yaratan tarafın bu tutumunu meşrulaştırmak olur. Müşterek çocuk yaşı itibarıyla anne bakım ve şefkatine muhtaçtır. Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmamaktadır. Aksine yukarıda açıklandığı gibi annenin velayet görevini yerine getirebileceği görülmektedir. O halde, çocuğun velayetinin anneye verilmesi gerekirken, davalının yarattığı fiili duruma üstünlük tanınarak velayetin babaya bırakılması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi ve velayet yönünden davacı kadın lehine BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.15.04.2015(Çrş.)