Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15338
Karar No: 2018/11120
Karar Tarihi: 22.11.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/15338 Esas 2018/11120 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/15338 E.  ,  2018/11120 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki asıl davada davacı ve birleşen davada davacı ile asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından telip edilmiş, asıl davada davacı ve birleşen davada davacı vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.11.2018 Salı günü asıl davada davacı ve birleşen davada davacı vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili asıl davada, müvekkilin yolcu olarak bulunduğu ve davalı tarafın işleteni olduğu aracın devrilmesi sonucu ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin bu kazada yaralandığını ve malul kaldığını, maddi manevi zararlarının tahsili amacı ile bu konuda davalı taraf aleyhine daha önce ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası üzerinden dava açtıklarını, bakiye zararlarının bulunduğunu açıklayıp fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırmıştır.
    Davacı vekili birleştirilen davada; müvekkilinin eşi olan asıl davadaki davacının davalıya ait araçta yolcu iken gerçekleşen kazada yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre asıl davada 69.333,91 TL"nin tahsiline, birleştirilen davada davacı ..."nın eşi, ..."nın yaralandığı trafik kazasının 17.09.2003 tarihinde meydana geldiği, davacı ... ile ..."nın 19.04.2007 tarihinde yani kazadan yaklaşık 3,5 yıl sonra evlendikleri, davacı ..."nın, sonradan evlendiği ..."nın içinde bulunduğu durumu bilerek ve bunun sonuçlarını öngörerek evlendiği, bu durumda birleştirilen davada davacı yönünden manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    BK.nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
    Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. Maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak
    davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
    Somut olayda davacı HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak iş göremezlik tazminatı talep etmiştir. Eldeki bu davayı açmadan önce ... İcra Müdürlüğü"nün ... sayılı takip dosyası ile aynı olaya ilişkin olarak 15.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 10.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, anılan takibe davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... E sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmış, itirazın iptali davasının yapılan yargılamasında davacının iş görmezlik tazminatına ilişkin olarak rapor alınmış, 21.02.2011 tarihli raporda davacının sürekli iş göremezlik zararının 74.087,89 TL olduğu belirlenmiş, mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına dair karar verilmiş, anılan karar Yargıtay Denetiminden geçerek maddi tazminat yönünden kesinleşmiştir.
    Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; davacının zararı .. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... E sayılı dosyasında alınan aktüer raporu ve kararın kesinleşmesi ile artık belirsiz olmaktan çıkmıştır. Eldeki bu dava açıldığında davacının davası belirsiz alacak davası olmayıp bu nedenle 13.04.2015 tarihli dilekçesi, belirsiz alacak davalarında söz konusu olan talep artırım dilekçesi olmayıp ıslah dilekçesi mahiyetindedir. Buna göre de; davaya konu kaza 17.09.2003 tarihinde gerçekleşmiş, ıslah dilekçesi ise 13.04.2015 tarihinde verilmiştir. Davaya konu trafik kazası sonucunda eylem, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 455/2. maddesi kapsamında kalmakta olup, aynı yasanın 102/4 maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır. Buna göre davada kaza tarihiyle ıslah tarihi arasında K.T.K. 109. maddesinde açıklanan zamanaşımı süreleri ile yine Borçlar Kanununda düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Hal böyle iken, mahkemece ıslah ile artırılan miktarın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, talebin kabulü yönünde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    3-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile manevi tazminat yönünden (birleşen dava) kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve 1.630,00 TL vekalet ücretinin asıl davada davacı ve birleşen davada davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan asıl ve birleşen davada davalıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 44,10 TL kalan onama harcının temyiz eden asıl-birleşen davada davacılardan alınmasına, 22/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi