19. Ceza Dairesi 2017/6242 E. , 2019/5847 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5187 Sayıla Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) 5187 sayılı Kanun"un 18/1. maddesinde suç olarak düzenlenen "düzeltme ve cevabın yayımlanmaması" yönündeki eylemin; tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan üç günlük süre içinde temadi halinde işlenebilecek ve "olumsuz bir edimi" maddi unsur olarak alması, yayımlama eyleminin gerçekleşmediğinin kesin olarak anlaşılması halinde suçun tamamlanması, suç faillerinin, üçüncü gün çıkarttıkları nüshaya ek olarak veya dağıtıma sunacakları mükerrer bir nüsha ile suça konu metni yayımlayabilecekleri, keza herhangi bir suçun işlenmesi halinde, suçun oluştuğu gün dahi bir iddianame düzenlenebileceği, ancak mahkeme kararının ilgili gazetenin sorumlu müdürüne 22.04.2014 günü tebliğ edilmesine rağmen, sanıkların bunu müteakiben 23,24,25/05/2014 tarihlerinde düzeltme ve cevap metnini yayımlayabilme imkanı bulunması karşısında; 26.04.2014 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında dosyayla ilgisiz bir şekilde 24.05.2014 olarak yazılması,
2-) Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20.03.2018 tarihli, 2014/70 E., 2014/70 K. sayılı kararında;
"...5187 sayılı Kanunun "Tebligat” başlıklı 29. maddesindeki “Süreli yayının yönetim yeri, tebligat işlemleri yönünden, yayın sahibinin ve temsilcisinin, görevi devam ettiği sürece sorumlu müdürün yerleşim yeri sayılır” şeklindeki düzenleme uyarınca düzeltme ve cevap yazısına ilişkin tebligatın, ilgili gazetenin künyesinde belirtilen adreste tebliğ edilmek üzere gönderilmesi gerekmektedir.
Sorumlu müdüre yüklenen yükümlülük ve cezai sorumluluk gereği düzeltme ve cevap yazısının sorumlu müdüre tebliğ edilmesi gerektiği açıktır. Bununla birlikte, 5187 sayılı Kanunda tebligatın bizzat sorumlu müdüre yapılması gerektiğine, kendisine ulaşılamadığı takdirde başka bir kişiye tebligat yapılamayacağına dair bir hüküm bulunmamakta olup öğretide de tebliğ evrakının sorumlu müdür adına olacak şekilde hazırlanması yeterli görülmektedir. (Kayıhan İçel, s. 221)
Dolayısıyla tebligatın sorumlu müdüre yapılması kural olmakla birlikte, muhataba ulaşılamadığı hallerde 7201 sayılı Tebligat Kanununda belirtilen kişilere de tebligat yapılabileceği kabul edilmelidir.
Öte yandan, tebligatın tüzel kişi yerine gerçek kişi olan sorumlu müdür muhatap alınarak düzenleneceği, sorumlu müdürün görevinin niteliği gereği “belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra eden kişi” konumunda bulunduğu ve aynı Kanunun 29. maddesinde belirtilen adresin aynı zamanda sorumlu müdürün iş yeri adresi olduğu da dikkate alındığında, sorumlu müdüre 7201 sayılı Kanunun 17 ve 20. maddelerine uygun olarak tebligat yapılması gerektiği sonucuna varılmalıdır.
7201 sayılı Kanun ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin anılan hükümleri dikkate alındığında, muhatabın iş yerinde meslek ya da sanat icra eden bir kişi olması durumunda da, diğer tebligat usullerinde olduğu gibi, tebligatın öncelikle bizzat muhataba yapılmaya çalışılması gerekmektedir. Muhatap aranmadan tebligatın doğrudan doğruya memur veya müstahdeme yapılması usule aykırı olacaktır. Muhatabın tebliğ saatlerinde iş yerinde geçici olarak bulunmaması nedeniyle kendisine ulaşılamadığı durumlarda ise; muhatabın aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine tebligat yapılmalıdır.
Muhatap yerine daimi memur ya da müstahdemlerinden birine tebligat yapılması durumunda ise; 7201 sayılı Kanunun 20 ve Yönetmeliğin 29. maddelerindeki açık düzenlemeler karşısında, tebligatın muhatap yerine bu kişilere yapılmasının nedeni ve tebligat yapılan kimsenin kimliği tebliğ mazbatasında belirtilmelidir. (......, Tebligat Hukuku, Değiştirilmiş Dördüncü Baskı, Yetkin Yayınları, ...... 2005, s. 471, 488, 490) Dolayısıyla muhatabın tebliğ saatinde iş yerinde geçici olarak bulunmadığına ve bu nedenle muhatap yerine sürekli çalışan memur ya da müstahdemine tebligat yapıldığına ilişkin tebligat mazbatasında açıklamada bulunulmaması durumunda da tebligatın usulüne aykırı olduğu kabul edilmelidir..." şeklinde sorumlu müdüre yapılacak tebligat işleminin taşıması gereken temel esaslar belirtilmiştir.
Buna göre; temyize konu somut olayda, itirazın reddi kararı üzerine kesinleşen düzeltme ve cevap metninin yayımlanması kararının, muhatap adına tebliğ almaya yetkili daimi çalışana 22.04.2014 günü tebliğ edilmesi, ancak tebliğ mazbatasında muhatabın neden iş yerinde olmadığıyla ve neden bizzat yapılamadığıyla ilgili bir açıklamanın bulunmaması karşısında, sorumlu müdüre yapılan tebligat usulsüz olduğundan, suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre ise;
Sanıklar müdafiinin duruşmalarda; suça konu edilen ve istinaf ve temyiz incelemesiden geçmeksizin kesinleşen düzeltme ve cevap metninin yayımlanmasına dair kararın bozulması için kanun yararına bozma yoluna gidildiğini savunmasına rağmen, bu hususta mahkemece hiçbir araştırma yapılmaksızın, suçun sübutuna etki edecek mahiyetteki bu durum bekletici mesele yapılmaksızın mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine 18.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.