21. Hukuk Dairesi 2015/1009 E. , 2015/15159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının bakiye maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, 3.034,46 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verişmiştir.
Dosya kapsamından davacının daha önceden 29/10/2009 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle maddi - manevi tazminat davası açtığı, o davada davacı vekilinin maddi tazminat talebini ıslah ederken, tenzilat hesabını dilekçesinde kendisinin yapmaya çalıştığı, ancak tenzilatta ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmını tenzil edeceği yerde tüm peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmını tenzil ettiği, ıslahını bu kendi hesabına göre yaptığı, mahkemenin bahsedilen bu kararında, ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmını, doğru bir şekilde, kendisi hesaplayarak tenzil ettiği ve haliyle davacının ıslahından 3.034,46 TL fazla bir maddi zarar hesabı ortaya çıktığı için taleple bağlı kalarak davacının maddi tazminat istemini kabul ettiği, kararı yalnızca davalı vekilinin temyiz ettiği, inceleme sonucunda kararın dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedi
Bu açıklamalardan olarak somut olayda, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile kendisini bağladığı, 2011/63 Esas sayılı dosya üzerinden verilen kararı temyiz de etmediği, bu haliyle davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, aslında davacının 2011/63 Esas sayılı dosyadan kalan bakiye bir maddi tazminat alacağı bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.