
Esas No: 2014/10736
Karar No: 2014/10736
Karar Tarihi: 8/2/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
MEHMET ÇAPRAZ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/10736) |
|
Karar Tarihi: 8/2/2018 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Serruh KALELİ |
|
|
Nuri
NECİPOĞLU |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
Raportör Yrd. |
: |
Derya ATAKUL |
Başvurucu |
: |
Mehmet
ÇAPRAZ |
Vekili |
: |
Av. Hakan
Yıldırım DEMİR |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, eşine
karşı hakaret ve tehdit suçlarını işlediği gerekçesiyle başvurucunun
cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 30/6/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü sunmuştur.
7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucu, olayların meydana geldiği tarihte evli olup
aralarındaki uyuşmazlık nedeniyle eşinden ayrı yaşamaktadır.
10. Başvurucu kullanmakta olduğu cep telefonundan eşi
B.Ç.ye 17/8/2013 tarihinde iki, 5/10/2013 tarihinde bir mesaj göndermiştir. Mesajlar
şöyledir:
17/8/2013
tarihli mesajlar:
"(1) başında erkek yok çocuğun yanında yok yolasığmaz
kim ya neyin oluyor seninde sen onun yanina kurulup utanmadan geziyor çiftlik basmaya gidiyorsun
insan biraz utanır ya gerçekten ama yazik hergün biraz daha yolunu kaybediyorsun böyledevam
et benim isime gelir sen evli bir kadınsın daha bunu unutma.
(2) ama allaha dua et batuhanin
başina birşey gelirse beni
o zaman asla taniyamazsin sen anne olsaydın oglunu dikilide yalnız birakip kepsutta evdeki çobanla yolasigmazla
gezmezsin saga sola gitmezsin batuhan
a kim bakiyor ablan mi
..."
5/10/2013
tarihli mesaj:
"annene sor bakalim kepsutta
kiminle gezmiş oglum sen okulda dayak yerken annen kepsut ta elin adamiyla yaninda oglu kocasi
olmadan gezen annen elin ciftligini basmaya gidiyor bunlari anlat ogluna senle gurur
duyar ben seherle gezmiyorum ama sen elin adamiyla
geziyorsun yukarida alah
var görecek hesabini"
11. Yukarıda yer verilen mesajlar nedeniyle Dikili Cumhuriyet
Başsavcılığının 16/1/2014 tarihli iddianamesi ile başvurucu hakkında hakaret ve
basit tehdit suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
12. Dikili Sulh Ceza Mahkemesi 3/6/2014 tarihinde başvurucunun
hakaret ve tehdit suçlarından toplam 2.360 TL adli para cezası ile
cezalandırılmasına kesin olarak karar vermiştir. Başvuruya konu kararın
gerekçesinde başvurucu ile eşinin aralarındaki sorunlar nedeniyle ayrı
yaşadığı; başvurucunun 17/8/2013 tarihli ilk mesaj ve 5/10/2013 tarihli mesaj
ile eşine hakaret ettiği, 17/8/2013 tarihli ikinci mesaj ile de eşini tehdit
ettiği belirtilmiştir.
13. İlk derece mahkemesinin 3/6/2014 tarihli kararı başvurucu
vekilinin yüzüne karşı tefhim edilmiş olup bireysel başvuru 30/6/2014 tarihinde
yapılmıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. Somut başvuruyla ilgili ulusal hukuk kurallarının yer aldığı
karar için Bekir Coşkun ([GK] B.
No: 2014/12151, 4/6/2015, § 18) kararına; uluslararası hukuk kurallarının yer
aldığı karar için Kemal Kılıçdaroğlu
(B. No: 2014/1577, 25/10/2017, §§ 29-37) kararına bakılabilir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 8/2/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
16. Başvurucu; eşine karşı hakaret ve tehdit suçlarını işlediği
gerekçesiyle hakkında verilen mahkûmiyet kararının gerekçesiz olduğunu,
kendisine isnat edilen suçların mevzuatta belirtilen unsurları oluşmamasına
rağmen mahkûmiyetine karar verildiğini iddia etmiştir. Başvurucu; eşine cep
telefonuyla gönderdiği iletilerde hakaret suçunu işlediğini gösterir somut bir
verinin bulunmadığını, eşinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerine aykırı
davrandığını, bu nedenle gönderdiği mesajlarla sadece onu uyarma amacı güttüğünü
ileri sürmüştür. Başvurucu, eşinin şeref ve saygınlığını rencide edecek somut
bir isnatta bulunmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ve ifade
özgürlüğünün ihlal edildiğini iddia etmiştir.
17. Bakanlık görüşünde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM)
ve Anayasa Mahkemesinin ifade özgürlüğü ve şeref ve itibarın korunmasını isteme
hakkı ile ilgili içtihatlarına yer verilmiştir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, eşine gönderdiği mesajlarda yer
alan ifadeler nedeniyle cezalandırılmasından şikâyet etmektedir. Başvurucunun
tüm şikâyetleri ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.
19. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa’nın “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” kenar başlıklı 26.
maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla
tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet
resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek
serbestliğini de kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması, ...
başkalarının şöhret veya haklarının, ... korunması ... amaçlarıyla
sınırlanabilir.
…
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
20. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade
özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar
verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Müdahalenin Varlığı
21. Başvurucu ayrı olarak yaşadığı eşine gönderdiği mesajlar
nedeniyle adli para cezası ile cezalandırılmıştır. Söz konusu Mahkeme kararı
ile başvurucunun ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahalede bulunulmuştur.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
22. Anayasa Mahkemesi, bir müdahalenin Anayasa’nın 13.
maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen ölçütlere uygun olup
olmadığını inceler.
i. Kanunilik
23. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106.
ve 125. maddelerine dayanılarak yapılan müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde
yer alan “kanunla sınırlama”
ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
24. Müdahalenin “başkalarının
şöhret veya haklarının” korunmasına yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve
meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır.
iii. Demokratik Toplum
Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük
(a) Genel İlkeler
25. Anayasa Mahkemesi Anayasa"nın 26. maddesinde yer alan ifade
özgürlüğünün demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden olduğunu ve toplumun
ilerlemesi ve her bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan birini
oluşturduğunu daha önce pek çok kezifade etmiştir (Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343,
4/6/2015, § 69; Ergün Poyraz
[GK], B: No: 2013/8503, 27/10/2015, §§ 33, 34; Bekir
Coşkun [GK], §§ 34-36; Kemal Kılıçdaroğlu, §§ 50-52).
26. Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasına göre ifade
özgürlüğü, başkalarının şöhret ve haklarının korunması amacıyla sınırlanabilir.
Bununla birlikte sınırlamanın ifade özgürlüğünün ihlaline yol açmaması için
"demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun" ve "ölçülü" olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], §§ 51, 53-54; Mehmet Ali Aydın [GK], 68, 70-72; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128,
7/7/2015, §§ 51, 54, 55; Kemal Kılıçdaroğlu, §§ 50-51).
27. Diğer taraftan devlet, bireyin şeref ve itibarına keyfî
olarak müdahale etmemek ve üçüncü kişilerin saldırılarını önlemekle yükümlüdür
(Nilgün Halloran, B.
No: 2012/1184, 16/7/2014, § 41; Adnan Oktar (3), B. No: 2013/1123,
2/10/2013, § 33; Bekir Coşkun, §
45; Kemal Kılıçdaroğlu,
§ 54).
28. Anayasa Mahkemesi benzer başvurularda, başvurucunun
cezalandırılmasına ilişkin derece mahkemelerinin kararlarında başvurucunun
ifade özgürlüğü ile başkalarının şöhret veya haklarının korunması arasında adil
bir dengenin gözetilip gözetilmediğini değerlendirmektedir (Nilgün Halloran,
§ 27, 41, 52; Ergün Poyraz (2), §
56; İlhan Cihaner
(2), § 49; Kemal Kılıçdaroğlu, §§ 56-58). Bu soyut bir değerlendirme
değildir. Anayasa Mahkemesi ilke olarak:
i. Başvurucu tarafından yapılan düşünce açıklamalarının
tamamının söylendiği bağlamdan kopartılmaksızın olayın bütünselliği içinde
değerlendirilip değerlendirilmediğini,
ii. Müdahaleyi haklı göstermek için ulusal makamlar tarafından
ortaya konan gerekçelerin “uygun ve yeterli” görünüp görünmediğini,
iii. Başvuru konusu olan müdahalenin “gözetilen meşru amaçla
orantılı” olup olmadığını inceler.
Bu incelemeyi yaparken Anayasa Mahkemesi somut olaya uyduğu
ölçüde;
a. Başvurucunun kullandığı ifadelerin türünün,
b. Kamusal tartışmalara katkı sunma kapasitesinin,
c. İfadelere yönelik kısıtlamaların niteliğinin ve kapsamının,
d. İfadelerin kimin tarafından dile getirildiğinin, kime
yöneldiğinin,
e. Kamuoyu ile diğer kişilerin kullanılan ifadeler karşısında
sahip oldukları hakların ağırlığının gerektiği gibi değerlendirilip
değerlendirilmediğine bakar.
(b) İlkelerin Olaya
Uygulanması
29. İlk derece mahkemesi, başvurucunun 17/8/2013 tarihli ilk
mesaj ve 5/10/2013 tarihli mesaj ile eşine hakaret ettiğini; 17/8/2013 tarihli
ikinci mesaj ile de eşini tehdit ettiğini kabul etmiş ancak daha ileri bir
değerlendirmede bulunmamıştır (bkz. §§ 10, 12).
30. Başvuru konusu ifadelerin ayrı yaşayan iki eş arasında
ortaya çıkan uyuşmazlık kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İfadeler, eşinin
evlilik birliğinden doğan sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini düşünen
başvurucunun öfke ile sarf ettiği sözler olup şiddet unsuru taşıdığı veya
tehdit içerdiği söylenemez. Evliliklerinde sorun yaşayan eşlerin birbirlerine
yönelttiği sözlerin rahatsız edici ya da şok edici düşünceleri içerebileceği
izahtan varestedir. Başvurucu, söz konusu mesajları eşinin cep telefonuna
göndermiş olup bu mesajların alenileştirilmesi de söz konusu olmamıştır.
31. Cümlelerin gerek lafzı gerek kullanıldıkları bağlam dikkate
alındığında müştekinin evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine
getirmediğini ifade etmek ve onu ağır bir şekilde eleştirmek amacıyla kullanıldığı
sonucuna varılmıştır.
32. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru incelemesinde bireylerin
anayasal hakları ihlal edilmediği sürece derece mahkemelerinin dava konusu
olguları değerlendirmesine ve hukuku yorumlamasına müdahalede bulunmaz. Buna
karşın somut olayda ilk derece mahkemesi, başvurucunun ifade özgürlüğü ile
müştekinin şeref ve itibarına saygı hakları arasında bir denge kurma işlemi
yapmamıştır. Mahkeme, bahse konu ifadelerin ne sözlük anlamı üzerinde durmuş ne
de kullanıldığı bağlamı incelemiştir. Mahkeme, müştekiye yöneltilen bu
ifadelerden önce ve sonra müştekinin yaklaşımını veya söylemlerini de
tartışmamıştır.
33. Sonuç olarak ilk derece mahkemesi başvurucunun ifade
özgürlüğü karşısında müştekinin şeref ve itibarının korunmasındaki üstün yararı
gösterebilmiş değildir. Mahkemece ortaya konan gerekçe “uygun ve yeterli” kabul
edilmemiştir. Ayrıca yukarıdaki hususlardikkate
alındığında başvurucunun kullandığı ifade nedeniyle adli para cezası ile
cezalandırılmasının demokratik toplumda gerekli olduğu da
değerlendirilmemiştir.
34. Açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun"un
50. Maddesi Yönünden
35. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
36. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 10.000 TL manevi tazminat
talebinde bulunmuştur.
37. Başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna
varılmıştır.
38. Başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Dikili
Sulh Ceza Hâkimliğine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
39. Yargılamanın yenilenmesinin başvurucuya yeterli tatmin
sağladığı değerlendirildiğinden ifade özgürlüğüne yapılan müdahale nedeniyle
tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
40. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.980
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.186.10 TL
yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 26. maddesinde
güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin ihlalin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Dikili
Sulh Ceza Hâkimliğine (E.2014/26, K.2014/487) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat talebinin
REDDİNE,
E. 206,10 TL harç ve 1.980 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.186,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini
takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay
içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği
tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet
Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 8/2/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.