Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/14421
Karar No: 2015/23012
Karar Tarihi: 23.12.2015

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/14421 Esas 2015/23012 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/14421 E.  ,  2015/23012 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak

    ... ile ... aralarındaki Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak davasının reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi"nden verilen 24.03.2014 gün ve 417/235 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    ... A R A R

    Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 10.000-TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiş, sonradan talebini 140.800-TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, tasfiyeye konu 226 ada 65 parselde bulunan 13 nolu bağımsız bölüm, 147 ada 580 parselde bulunan 1 ve 14 nolu bağımsız bölümler, 298 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden eşler bu taşınmazları serbest iradeleri ile 1/2 oranında tescil ettirdiklerine ve her birinin payı kendi kişisel malı olduğuna göre, ayrıca 3906 ada 1 parsel sayılı taşınmazın alınmasında davalı eşin Mayıs 1997 tarihinde aldığı emekli ikramiyesinin yaklaşık 2 ay sonra alınan bu taşınmazda kullanıldığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin belirtilen bu taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- a) 101 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile 329 ada 270 parselde bulunan 17 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince; 3 parsel 16.08.1995 tarihinde cebri satış yoluyla, 17 nolu bağımsız bölüm ise 03.04.1987 tarihinde satış yoluyla edinilerek davalı eş adına tescil edilmişlerdir. Mahkemece davacının bu taşınmazlara yönelik katkı payı alacağı olmadığı kabul edilmiş ise de dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre mahkemenin bu görüşüne katılmak mümkün değildir.
    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacak isteğine ilişkindir.
    01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM 170 m). TKM"de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu"nun genel hükümleri gözönünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK 544, TBK 646 m).
    Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM 186/1 m). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM 189 m). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.
    Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay"ın ve Dairemiz"in devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.
    Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM"nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır.
    Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.
    Somut olaya gelince; eşler, 27.08.1965 tarihinde evlenmiş, 24.06.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa"nın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 101 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 16.08.1995 tarihinde cebri icra yolu ile, 329 ada 270 parselde bulunan 17 nolu bağımsız bölüm ise 03.04.1987 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmişlerdir. Davacı erkek ile davalı kadın yurtdışında çalışarak gelir elde etmişlerdir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m).
    Mahkemece yapılması gereken; bu iki taşınmaz yönünden yukarıda belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde toplanacak deliller değerlendirilerek katkı payı alacak isteği hakkında iddia ve savunma doğrultusunda karar vermekten ibarettir.
    b) 239 ada 10 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalı kadın bu taşınmazdaki 3/56 hisseyi 03.01.1974 tarihinde bağış yolu ile edinmiş olup tapuda bağ vasfında kayıtlı ise de yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile üzerinde zemin katta üç adet dükkan ve üst katta iki adet daire bulunan bina bulunduğu belirlenmiştir.
    Davacı erkek, iş kazası geçirmesinden sonra kendisine ödendiğini belirttiği 60.000 DM"yi de vermek suretiyle dava konusu mala katkıda bulunduğunu ileri sürmüştür. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m).
    Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen tasfiyeye konu mala, eşlerin, hem başka malvarlıkları (ziynet, miras, bağış vs gibi) kullanılarak, hem de çalışma karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının ileri sürüldüğü durumlarda; öncelikle, tasfiyeye konu malın edinildiği tarih itibarıyla başka malvarlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının, dava konusu malın bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanmalıdır. Bundan sonra da, kalan miktara her bir eşin çalışmaları ile elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının kabulü ile oranları ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Buna göre, öncelikle toplu katkının satın alma tarihindeki parasal değeri ile tasfiyesi istenen malın hem edinme bedeli hem de dava tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri ayrı ayrı tespit edilmelidir.
    Dava konusu malvarlığına, başka malvarlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının dışında kalan bölümüne eşlerin çalışmaları karşılığı elde edilen düzenli gelirlerle yapılan katkı oranının belirlenmesi bakımından ise; (2- a) bendinde açıklanan ilke ve yöntemlerden yararlanılarak toplu katkının dışında düzenli ve sürekli gelirlerle yapılan katkı oranı belirlenmelidir.
    Yukarıda açıklanan yöntemlerden yararlanılarak ayrı ayrı tespit edilen toplu para ve düzenli gelirlerle yapılan katkı oranları, birleştirmek suretiyle değerlendirilerek, tasfiyeye konu malvarlığının dava tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, her bir eşin katkı payı alacak miktarı bulunur.
    Açıklanan değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.
    Tasfiyeye konu iş bu taşınmazdaki 3/56 hisse davalı eş adına bağış yoluyla tescil edilmiştir, bağış tarihinde üzerindeki üç adet dükkan ile iki adet dairenin mevcut olup olmadığı, bunların bağış kapsamında olup olmadığı dosya kapsamı itibariyle belirlenmemiştir. Bu durumun belirlenmesi gerekmektedir. Bağış tarihinde taşınmaz üzerindeki üç adet dükkan ile iki adet daire mevcut ise bunların da bağış kapsamında olduğu değerlendirilerek bu taşınmazla ilgili talebin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bağıştan sonra inşa edildiğinin belirlenmesi halinde ise; yukarıda belirtilen ilkeler ve hesaplama yöntemi dikkate alınmak suretiyle arsa üzerindeki üç adet dükkan ile iki adet daire yönünden katkı payı alacağı hesaplanmalıdır. Diğer yandan davalı adına kayıtlı bulunan 3/56 hissenin binanın oturma alanını kapsayıp kapsamadığı, söz konusu binada diğer hissedarlarca hak iddia edilip edilmediği hususu da araştırılıp belirlenmelidir.
    Mahkemece yapılması gereken yukarıda belirtilen ilkeler, durumlar ve hesaplama yöntemi dikkate alınmak suretiyle davacı eşin belirlenecek katkı payı alacağını hüküm altına almaktan ibarettir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2a ve 2b) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1.) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi