17. Hukuk Dairesi 2015/13217 E. , 2018/11314 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlular ... ve ...Gıd.San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını davalıların işlettiği... bulunduğu taşınmazı 13.06.2012 tarihinde davalı ..."a devrettiklerinden, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu şirket vekili, borç kaynağı senedin 05.09.2012 tarihinde düzenlendiğini tasarrufun ise bu tarihten önce 13.06.2012 tarihinde yapıldığından davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu satışın yapıldığ sırada davacı alacaklınında borçlu şirketin hissedarı olduğunu ve satıştan haberdar olduğunu, satışın senet tanzimi ve vadesinden 7 ay önce yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin sadece borçlu şirketin yetkilisi olarak taşınmaz satışını gerçekleştirdiğini, taşınmazla ilgisi olmadığından hakkında açılan davanın husumetten reddi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, dava konusu petrol ofisi, ev ve arsa bulunan taşınmazın tamamının ..."e 05/09/2012 tarihinde tanzim edilen borç senedinin imzalanmasından önce 13.06.2012 tarihinde taşınmaz devrinin yapıldığı ancak, ... Sicil ... göre ..."a ait 320.000,00 TL"lik şirket sermayesinin 160.000,00 TL"lik kısmının 07/12/2011 tarihinde davacıya devredildiği, dolayısıyla davacı ve davalı taraf arasındaki ticari ilişkinin 2011 yılında başladığı, davacının senet tanzimi ile birlikte davalı ..."dan almış olduğu şirket hissesini borç senedi karşılığı yaklaşık aynı bedelle tekrar devrettiği, ayrıca şirket hisselerinin çok ... değerde olması, bilirkişi raporu ile de taşınmazın tamamının 481.913,00 TL değerinde olabileceği yönünde kıymet takdiri yapılmış olması birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın tamamının ..."e 114.300,00 TL bedel gösterilerek devir etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, tüm bu tespitler ışığında, taşınmazın devrinin borcun doğumundan sonra yapıldığı, davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun mal kaçırmak kastı ile muvazaalı olarak yapıldığı, davalının borcu karşılayacak malı bulunmadığından, haciz tutanağı İİK"nun 105. maddesi gereği aciz vesikası hükmünde kabul edilmiş ve davalının acz içerisinde olduğu kabul edilerek iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.
Somut olayda, davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemiştir.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının ... 14.... Müdürlüğünün 2013/4222 sayılı takip dosyasındaki alacağa dayalı olduğu, borcun kaynağının 05.09.2012 tanzim 31.01.2013 vade tarihli senet olduğu, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu sabittir. Ancak takip dosyasında borçlu adresinde yapılmış bir haciz olmadığı gibi aciz belgesi de sunulmamıştır. Dolayısı ile borçlu şirketin aciz hali sabit olmamıştır.
Öte yandan, tasarruf 13.06.2012 tarihinde, borç kaynağı senedin düzenlendiği 05.09.2012 tarihinden önce gerçekleşmiştir. Her ne kadar mahkemece borcun 21.11.2011 tarihinden itibaren devam eden ilişkiden kaynaklandığı kabul edilmiş ise de tacir olan borçlu şirketin ticari defterleri üzerinde bir inceleme yapılmadan, salt hisse devirlerinin borç başlangıcı olarak kabul edilmesi somut bir bilgi ve belgeye de dayanmadğından isabetli görülmemiştir.
2-Kabule göre ise, tasarrufun iptali davasının kabulü halinde, taşınmazın tapusunun iptaline gerek olmadan İİK"nun 283/1 maddesi gereğince davacı alacaklıya takip konusu alacak ve ferilerini geçmeyecek şekilde haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken hatalı olarak karar örneğinin tapu müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.