Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15871
Karar No: 2018/11320
Karar Tarihi: 27.11.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/15871 Esas 2018/11320 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/15871 E.  ,  2018/11320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 27.11.2018 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalılar ... ve Ticaret Limited Şirketi ve... vekilleri Av. ... geldi. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalı borçlu...ve Ticaret Ltd. Şti, hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını önce şirket ortağı ..."a kar payı olarak devrettiklerini, 5 gün sonrada diğer davalı ..."ya, satıldığından, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... . ve Ticaret Ltd. Şti. ve ... vekili, müvekkillerinden borçlu şirketin aciz halinin olmadığını, davacıların borçluya ait bir taşınmazı üzerinde ipotek hakkı olduğunu, müvekkilinin inşaat şirketi olduğundan bir yıl içerisinde yüzlerce taşınmaz sattığını, davalı ..."ın Türkiye de ikametgahı olmadığından vekaletname verirken müvekkilinin adresini verdiklerini ve en yakın notere gittiklerini belirterek, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı.. vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığını, taşınmazları 1.350.000.00 USD"ye yatırım amaçlı aldığını, banka aracılığı ile ödeme yaptığını, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında bedel farkı olmadığı ve davalıların kötü niyetinin ispatlanmadığından ve davalı-borçlu şirketin bir inşaat şirketi olduğu, dosyadaki belgelere göre ticari faaliyetinin inşaat yapıp satmak olduğu, eldeki dava konusu taşınmazları faaliyet konusu gereği bedeli karşılığında davalıya sattığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
    Somut olayda, davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemiştir.
    Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının ... 1. ... Müdürlüğünün 2009/1350 sayılı takip dosyası ile ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/309 Esas 2008/405 Karar sayılı ilamına dayalı olup borç 04.06.2001 tarihli sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Takip kesinleşmiş ve alacak gerçektir. Tasarruflar ise yargılama sırasında 22.12.2008 ve 19.01.2009 tarihlerinde borcun doğumundan sonra gerçekleşmiştir. Borçlu şirket adresinde 01.04.2009 tarihinde haciz yapılmış ve daha sonra dosyaya aciz belgesi sunulmuştur. Dosya içeriği ile aciz hali sabittir. Davanın İİK"nın 284. maddesinde öngörülen 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Borçlu şirket adına kayıtlı dava konusu taşınmazları 22.12.2008 tarihinde davalı ortağı ..."a ortaklık kar payı olarak devrettiğini belirtmiş ise de tapuda satış olarak gösterilen bu devir, borçlu şirket ile ortağı arasında gerçekleşmiş olup İİK"nın 280. maddesi gereğince üçüncü kişi konumundaki ... borçlu şirket ortağı olarak borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklarını ızrar kastını bildiği veya bilmesi gereken şahıslardan olduğundan ve devir bedelsiz olarak yapıldığından iptale tabidir.
    19.01.2009 tarihinde dava konusu taşınmazları satın alan ... Bağcı dördüncü kişi konumunda olup bedel farkı bu şahıs yönünden iptal nedeni olmamakla birlikte, kötü niyetinin ispatı gerekir. Anılan davalının taşınmaz alımı için yetki verdiği Banu Aydın aynı zamanda borçlu şirketinde
    avukatı olup vekaletnamede...adresi borçlu şirket adresi ile aynı adres olarak gösterilmiştir. Bu durum diğer davalılar tarafından şahsın Türkiye de ikametgahı olmadığından bu adresin verildiği şeklinde savunulmuş ise de davalı ..."nın yargılama sırasında sunulan vekaletnamelerde adres olarak ... adresi gösterilmiştir. Mahkemece bu olgular ve davacı tarafından davalı ..."ın dava konusu taşınmazları alım gücü olmadığı iddia edildiğinden bu hususunda araştıralarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Yapılan araştırma ve değerlendirmeler sonucunda anılan davalının iyiniyetli olduğu sonucuna varılması halinde, İİK"nun 283/2. maddesi gereğince davalı üçüncü kişi .."un taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değerleri üzerinden alacak ve ferilerini geçmeyecek şekilde tazminatla sorumlu tutulması gerekecektir.
    Mahkemece, maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi