16. Ceza Dairesi 2015/5048 E. , 2016/1187 K.
"İçtihat Metni"TALEP:
İftira suçundan hükümlü ..."ın, TCK"nın 267/1, 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin ...2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.01.2014 tarih ve 2014/218 esas, 2014/382 sayılı kararı temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen dosyanın yapılan incelemesinde:
Hükümlü ... hakkında, ...2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.09.2010 tarih ve 2009/194 Esas, 2010/190 karar sayılı ilamı ile hırsızlığa teşebbüs, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunma ve başkasının kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle iftira suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kararı verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 10.03.2014 tarih ve 2013/7818 esas, 2014/8092 karar sayılı ilamıyla, hükümlü ... hakkında hırsızlığa teşebbüs ve iftira suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin düzeltilerek onanmasına, resmi belgenin düzenlemesinde yalan beyanda bulunma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün ise, "sanığın gerçekte var olan kardeşi ..."ın kimlik bilgilerini kullanması nedeniyle eylemin sadece TCK"nın 267/1. maddesi delaletiyle TCK"nın 268. maddesine uyan iftira suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın eyleminin iki suç oluşturduğu kabul edilerek gerçekte var olmayan bir şahsın kimlik bilgilerinin kullanılması ile oluşan TCK"nın 206/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirdiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin ilamı doğrultusunda hükümlü ... hakkındaki hırsızlığa teşebbüs ve iftira suçlarından kesinleşen ilamların infaza verildiği, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan da Yargıtay bozma ilamı üzerine dosyanın ...2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/218 esasına kaydı yapılarak yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin 14.10.2014 tarih ve 2014/218 esas, 2014/382 karar sayılı ilamı ile sanığın eyleminin kül halinde iftira suçunu oluşturduğu anlaşıldığından sanığın eylemine uyan TCK"nın 267/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen bu hükmün süresinde temyiz edilmediğinden kesinleştirildiği anlaşılmakla; Sanığın eyleminin iki ayrı suçu oluşturmadığı, sadece iftira suçunu oluşturduğu, iftira suçundan da mahkemece daha önce ceza verilmiş ve Yargıtay 13. Ceza Dairesince düzeltilerek onanması nedeniyle kesinleşmesi olduğundan, iftira suçundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olduğundan, ...2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.01.2014 tarih ve 2014/218 esas, 2014/382 sayılı kararının kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.06.2015 tarih ve 2015/134574 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
I) Olay:
Sanık ... hakkında, ...2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.09.2010 tarih ve 2009/194 Esas, 2010/190 karar sayılı ilamı ile hırsızlığa teşebbüs, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunma ve başkasının kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle iftira suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kararı verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 10.03.2014 tarih ve 2013/7818 esas, 2014/8092 karar sayılı ilamıyla, hükümlü ... hakkında hırsızlığa teşebbüs ve iftira suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin düzeltilerek onanmasına, resmi belgenin düzenlemesinde yalan beyanda bulunma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün ise, "sanığın gerçekte var olan kardeşi ..."ın kimlik bilgilerini kullanması nedeniyle eylemin sadece TCK"nın 267/1. maddesi delaletiyle TCK"nın 268. maddesine uyan iftira suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın eyleminin iki suç oluşturduğu kabul edilerek gerçekte var olmayan bir şahsın kimlik bilgilerinin kullanılması ile oluşan TCK"nın 206/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirdiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin ilamı doğrultusunda hükümlü ... hakkındaki hırsızlığa teşebbüs ve iftira suçlarından kesinleşen ilamların infaza verildiği, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan da Yargıtay bozma ilamı üzerine dosyanın ...2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/218 esasına kaydı yapılarak yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin 14.10.2014 tarih ve 2014/218 esas, 2014/382 karar sayılı ilamı ile sanığın eyleminin kül halinde iftira suçunu oluşturduğu anlaşıldığından sanığın eylemine uyan TCK"nın 267/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen bu hükmün süresinde temyiz edilmediğinden kesinleştirildiği anlaşılmıştır.
II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Dosya kapsamına göre, sanığın eyleminin iki ayrı suçu oluşturmadığı, sadece iftira suçunu oluşturduğu, iftira suçundan da mahkemece daha önce ceza verilmiş ve Yargıtay 13. Ceza Dairesince düzeltilerek onanması nedeniyle kesinleşmesi olduğundan, iftira suçundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesine ilişkindir.
III) Hukuksal Değerlendirme:
Ayrıntıları Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02.12.2014 tarih 618-532 sayılı kararında da ifade edildiği üzere; 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; işlenen suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerinin kullanılması, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçunun oluşması için de, TCK"nın 206. maddesine göre “Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunmak” gerekmektedir.
Şu hale göre; somut olayda kimlik bilgileri kullanılan şahsın gerçek ve hayatta olan bir kişi olması ve yetkili kamu görevlisine verilen bu bilgiler üzerine resmi bir belgenin de düzenlenmiş ve mağdur hakkında soruşturma başlatılması karşısında eylemin hem resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu, hem de başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu oluşturduğu ve fakat farklı neviden fikri içtima kuralını düzenleyen TCK"nın 44. maddesi gereğince sanığın daha ağır cezayı gerektiren başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan cezalandırıldığından, bozmaya uyulduktan sonra sanık hakkında TCK"nın 206. maddesinde düzenlenen suç nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden ayrıca ikinci kez başkalarının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan hüküm kurulmasında,
İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
IV) Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, ...2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.01.2014 tarih, 2014/218 esas ve 2014/382 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Sanık hakkında iftira suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün iptali ile hukuka aykırılığın CMK"nın 309/4-d maddesine istinaden düzeltilmesi mümkün görüldüğünden;
“Sanık hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan ceza verilmesine yer olmadığına” ibarelerinin eklenmesi ile kararın diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, infazın buna göre yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.