17. Ceza Dairesi 2015/13029 E. , 2016/87 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlığa teşebbüs, yalan beyanda bulunmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların hükümlü tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hükümlü hakkında resmi makamlara yalan beyanda bulunmak suçu bakımından yapılan uyarlama yargılamasında; lehe olduğu kabul edilerek uygulanan 765 sayılı TCK"nın 343/2. maddesi ile ceza tayini sırasında, mahkemenin sanık hakkında verdiği 02.05.2005 tarih, 2003/687 Esas ve 2005/632 Karar sayılı ilamın sanık lehine olduğundan aynen infazına ve yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi yerine, 765 sayılı TCK"nın ilgili maddeleri uyarınca yeniden hüküm kurulması ve hükümlülerde kazanılmış hakkın söz konusu olmadığı gözetilmeden noksan ceza tayini,
2-765 sayılı TCK"nın 493/1. maddesinde yer alan hırsızlık suçu ile, 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b. maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunun ögeleri farklı olup, müştekinin şikayetinin devam etmesi sebebiyle eylemin aynı zamanda, 5237 sayılı TCK"nın 151/1. maddesindeki düzenlenen mala zarar verme suçunu da oluşturduğu, 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ve 5252 sayılı Yasa"nın 9/3. maddeleri uyarınca lehe olan hükmün; önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve suç tarihi itibariyle mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamında kalan suçlardan olması sebebiyle CMK"nın 253. maddesi uyarınca öncelikli olarak mala zarar verme suçu bakımından uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve uzlaşmanın sonucuna göre; hükümlünün eylemine uyan 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın ilgili maddeleri uyarınca denetime olanak sağlayacak biçimde ayrı ayrı uygulamalarla cezalar belirlenip, sonuç cezalar birbirleriyle karşılaştırılarak, hükümlü yararına olan kanunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 11.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.