17. Hukuk Dairesi 2016/1967 E. , 2018/11635 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu trafik sigortasız aracın 28/07/2004 tarihinde sebebiyet vermiş olduğu kaza neticesinde dava dışı ..."un malul kaldığını, ceza yargılaması ile davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafından malul kalan ..."a 21/01/2008 tarihinde 21.425,00 TL tazminat ödenmek zorunda kaldığını, söz konusu tazminatın tahsili için yapılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini beyanla itirazının iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucunda yaralanma nedeniyle ödenen işgöremezlik tazminatının rücuen tazminine yönelik
olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ..., davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu trafik sigortasız aracın karıştığı kazada cismani zarara uğrayan 3. kişiye ödediği işgöremezlik tazminatının, davalıdan rücuen tahsilini talep etmiş; mahkeme tarafından, maluliyet bulunmadığından ödemenin dayanaksız olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının rücu hakkı kapsamının belirlenmesi bakımından, ödeme yaptığı 3. kişinin kaza nedeniyle uğradığı işgöremezlik oranının doğru biçimde tespiti önem kazanmaktadır. Sözkonusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastaneleri"nin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde dava dışı ..."un maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak ... Üniversitesi Hastanesi"nden alınan 12.09.2007 tarihli Sağlık Kurulu raporunda, kişinin gözde ve kulakta meydana gelen araz nedeniyle % 25 oranında vücut fonksiyon kaybına uğradığı belirlenmiştir. Mahkeme tarafından benimsenen 13.02.2015 tarihli raporda ise, davacının ödeme yaptığı ..."da mevcut olan işitme azlığı ile geçirdiği trafik kazası arasında illiyet bağı kurulamadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı belirtilmiş; rapor doğrultusunda mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Bu haliyle; davacı tarafından dosyaya ibraz edilen sağlık kurulu raporu ile mahkeme tarafından benimsenen maluliyet raporu arasında çelişki bulunmaktadır. Bu nedenle, mahkemece maluliyet hususunda yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda mahkemece; davaya konu kazada yaralanıp kalıcı maluliyet nedeniyle ödeme yapılan 3. kişinin, kaza tarihi itibariyle uğradığı maluliyet oranı dahilinde davacının rücu hakkı kapsamının belirlenmesi gerektiği gözetilerek; Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde işgöremezlik oranının tespiti, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve göz arazı ile ilgili kalıcı işgöremezliğinin bulunup bulunmadığı ve işitme kaybı ile ilgili illiyetin bulunup bulunmadığı konularında, 2659
sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu"nun 15/a maddesinde verilen görev gereği, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"ndan, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.