16. Ceza Dairesi 2015/1233 E. , 2016/1814 K.
"İçtihat Metni"TALEP :
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2015 tarih ve 2015/1108 sayılı yazısı ile,
İftira suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 267/1 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair.... Asliye Ceza Mahkemesinin 13.02.2008 tarih ve 2006/456 esas, 2008/37 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, hırsızlık suçunu işlediği şüphesiyle yakalanan ve kullandığı başkasına ait kimlik bilgilerinin yer aldığı kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte sürücü belgesindeki isimle 30.03.2006 tarihinde tutuklanan sanığın, cezaevinde 06.04.2006 tarihinde verdiği ifade ile gerçek kimliğini açıklayarak etkin pişmanlık göstermesine karşın 5237 sayılı Kanunun 269. maddesinin uygulanma olanağı tartışılmadan aynı Kanunun 268/1 ve 267/1. maddeleri gereğince hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 23.12.2014 gün ve 94660652-105-34-10002-2014-23139/76541 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunmuştur.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I- Olay:
Hırsızlık suçunu işlediği şüphesiyle yakalanan ve ..."ya ait kimlik bilgilerinin yer aldığı kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte sürücü belgesindeki isimle 30.03.2006 tarihinde tutuklanan sanığın, cezaevinde 06.04.2006 tarihinde verdiği ifade ile gerçek kimliğini açıklayarak etkin pişmanlık gösterdiği şeklinde gerçekleşen olayda; sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan TCK"nın 267/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet kararı verildiği, bu kararın sanık ... tarafından temyiz edilmediği, diğer sanık Suat Çelik tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi 07.06.2010 tarihli kararı ile TCK"nın 269. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin tartışılması gerektiğinden bahisle kararı bozduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda her iki sanık hakkında TCK"nın 269/1. maddesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanarak hüküm kurulduğu, bu kararın ise bu defa sanık ... tarafından temyizi üzerine de Yargıtay 4. Ceza Dairesi 15.05.2014 tarihli kararı ile sanık hakkındaki ilk kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, mahkemece verilen 21.06.2011 tarihli kararın sanık ... hakkında hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu kabul edilerek yapılan inceleme neticesinde, sanığın temyiz dilekçesini süresi içerisinde vermediğinden bahisle temyiz isteğinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Dosya kapsamına göre, hırsızlık suçunu işlediği şüphesiyle yakalanan ve kullandığı başkasına ait kimlik bilgilerinin yer aldığı kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte sürücü belgesindeki isimle 30.03.2006 tarihinde tutuklanan sanığın, daha sonra cezaevinden 06.04.2006 tarihinde verdiği ifade ile gerçek kimliğini açıklayarak etkin pişmanlık göstermesine karşın TCK"nın 269. maddesinin uygulanma olanağı tartışılmadan hüküm kurulmasına ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Sanığın hırsızlık suçunu işlediği şüphesiyle yakalandığında ..."ya ait kimlik bilgilerinin yer aldığı kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte sürücü belgesindeki isimle beyanda bulunarak 30.03.2006 tarihinde tutuklandığı, cezaevinden 06.04.2006 tarihinde verdiği ifade ile de mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce gerçek kimliğini açıklayarak etkin pişmanlık göstermesi karşısında, TCK"nın 269/2. maddesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden,.... Asliye Ceza Mahkemesinin 13.02.2008 tarihli ve 2006/456 esas, 2008/37 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün iptali ile hukuka aykırılığın CMK"nın 309/4-d maddesine istinaden düzeltilmesi mümkün görüldüğünden;
“1- Sanık ..."ın sübut bulan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan eylemine uyan TCK"nın 268/1 maddesi delaletiyle 267/1 maddesi gereğince suçun işleniş şekil ve özellikleri, suç sebep ve saikleri, meydana gelen zararın ağırlığı nazara alınarak takdiren 1 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
2- Sanığın mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce gerçek kimliğini açıklayarak etkin pişmanlık göstermesi nedeniyle iş bu cezasından TCK"nın 269/2 maddesi uyarınca 3/4 oranında indirim yapılarak 3 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
3- Sanığın sabıkalı hali ve suç işleme hususundaki eğilimi nazara alınarak hakkında TCK"nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,
4- Sanığın sabıkalı hali ve suç işleme hususundaki eğilimi nazara alındığında, cezanın ertelenmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde ilerde suç
işlemekten çekineceğine dair Dairemizde olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında TCK"nın 51. maddesiyle CMK"nın 231/5. maddelerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına,
5- Sanığın kişiliği gözetilerek hakkında TCK"nın 50. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına,
6- Sanığın 5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 1. fıkrasının (C) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverme tarihine diğer bentlerde yazılı haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına,” diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.