
Esas No: 2014/12970
Karar No: 2014/12970
Karar Tarihi: 25/1/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
SUPHİ YILDIZ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/12970) |
|
Karar Tarihi: 25/1/2018 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör Yrd. |
: |
Yusuf Enes
KAYA |
Başvurucu |
: |
Suphi YILDIZ |
Vekili |
: |
Av. Halil
İbrahim ERDOĞAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; tutukluluğunun kanunda öngörülen azami süreyi ve
makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının,
yargılamanın adil bir şekilde yürütülmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının
ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/7/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve
bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağını
bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Çermik Sulh Ceza Mahkemesinin 15/5/2009 tarihli
kararı ile tutuklanmıştır.
9. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 18/7/2006 tarihli
iddianamesiyle; tasarlayarak adam öldürme, tasarlayarak adam öldürmeye
teşebbüs, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın
alınması, taşınması, bulundurulması suçlarından
başvurucunun cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
10. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/10/2010 tarihli
kararıyla; tasarlayarak adam öldürme, tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs,
sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın alınması,
taşınması bulundurulması suçlarından
ayrı ayrı iki kez müebbet hapis, dört kez ayrı ayrı 12 yıl 6 ay hapis, bir kez
9 yıl 4 ay 15 gün hapis ve bir kez 2 yıl 1 ay hapis ve 375 TL adli para cezası
ile başvurucunun cezalandırılmasına karar verilmiştir.
11. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/10/2010 tarihli
kararı, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22/5/2012 tarihli kararı ile bozulmuştur.
12. Bozma kararından sonra yapılan yargılamada 27/12/2013
tarihli celsede bir kısım sanıklar hakkında açılan dava tefrik edilmiştir.
Tefrik edilen dava, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/7 sayılı esasına
kaydedilmiştir.
13. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/6/2014 tarihli kararı
ile başvurucunun müsnet suçlardan ayrı ayrı iki kez
15 yıl hapis, dört kez ayrı ayrı 12 yıl 6 ay hapis, bir kez 9 yıl 4 ay 15 gün
hapis ve bir kez 2 yıl 1 ay hapis ve 375 TL adli para cezası cezası ile cezalandırılmasına ve tutukluluk hâlinin devamına
karar verilmiştir.
14. Başvurucu, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/6/2014
tarihli tutukluluk hâlinin devamına ilişkin kararına itiraz etmiş ancak itirazı
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/6/2014 tarihli ve 2014/618 Değişik İş
sayılı kararı ile reddedilmiştir. Ret kararı, başvurucuya 20/6/2014 tarihinde
tebliğ edilmiştir.
15. Başvurucu 18/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
16. İlk derece mahkemesinin kararı temyiz edilmiştir. Yargıtay
1. Ceza Dairesi 4/4/2017 tarihli kararıyla, tefrik edilen davanın
birleştirilmesi olanağının araştırılıp delillerin birlikte
değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre tüm sanıkların hukuki durumlarının
tayini gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkûmiyet
hükümleri kurulması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur.
17. Bozma kararı üzerine dava Diyarbakır 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2017/151 sayılı esasına kaydedilmiştir.
18. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi 4/7/2017 tarihinde
başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.
19. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi 26/10/2017 tarihli
kararıyla bu davanın tefrik edilen E.2014/7 sayılı dava ile birleştirilmesine,
yargılamanın E.2014/7 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar vermiştir.
20. Yargılama ilk derece mahkemesinde derdesttir.
IV. İLGİLİ HUKUK
21. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun "Tazminat istemi" kenar başlıklı
141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"Suç soruşturması veya kovuşturması
sırasında;
a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında
yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
...
d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde
makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında
hüküm verilmeyen,
...
Kişiler, maddî ve manevî her türlü
zararlarını, Devletten isteyebilirler."
22. 5271 sayılı Kanun"un "Tazminat
isteminin koşulları" kenar başlıklı 142. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Karar veya hükümlerin
kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya
hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde
bulunulabilir.
(2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır
ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle
ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır
ceza mahkemesinde karara bağlanır."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
23. Mahkemenin 25/1/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Kişi Hürriyeti ve
Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
24. Başvurucu; formül gerekçelerle tutukluluğunun devamına karar
verildiğini, uzun bir süredir tutuklu olduğunu, kanunda öngörülen azami
tutukluluk süresinin aşıldığını ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
25. Anayasa"nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi
şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş
olması şarttır."
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45.
maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem,
eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının
tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
27. Yukarıda belirilen Anayasa ve
Kanun hükümleri gereğince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen
hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek
ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği
gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle
olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt,
B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).
28. Suç isnadına bağlı olarak tutuklanan kişinin tahliyesine
karar verilmesi ya da ilk derece mahkemesince mahkûmiyetine karar verilmesi
hâlinde tutukluluğunun kanunda öngörülen azami süreyi veya makul süreyi aştığı
iddiasıyla yaptığı bireysel başvuruda ihlal sonucuna varılsa da bu sonucun
başvurucunun kişinin kişisel durumuna bir etkisinin olması mümkün
görünmemektedir. Zira bu durumda kişinin suç isnadına bağlı olarak
hürriyetinden yoksun bırakılması sona erdiğinden tutukluluğun kanunda öngörülen
azami süreyi veya makul süreyi aştığı yönündeki bir tespit ve ihlal kararı,
hürriyetinden yoksun bırakılan kişinin serbest kalmasına tek başına imkân
vermeyecektir. Dolayısıyla bireysel başvuru kapsamında verilecek muhtemel bir
ihlal kararı ancak başvurucu lehine tazminata hükmedilmesi sonucunu
doğurabilecektir (Erkam Abdurrahman Ak, B. No: 2014/8515,
28/9/2016, § 60).
29. Somut olayda bireysel başvuruda bulunduktan sonra 4/7/2017
tarihinde hakkında mahkûmiyet kararı verilen başvurucunun tutukluluğunun
kanunda öngörülen azami süreyi ve makul süreyi aştığı iddiası, 5271 sayılı
Kanun"un 141. maddesi kapsamında açılacak davada da incelenebilir. Bu madde
kapsamında açılacak dava sonucuna göre başvurucunun tutukluluğunun makul süreyi
aştığının tespiti hâlinde görevli mahkemece başvurucu lehine tazminata da
hükmedilebilecektir. Buna göre 5271 sayılı Kanun"un 141. maddesinde belirtilen
dava yolu, başvurucunun durumuna uygun telafi kabiliyetini haiz etkili bir
hukuk yoludur ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel
başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun ikincil
niteliği ile bağdaşmamaktadır.
30. Açıklanan nedenlerle başvurucunun tutukluluğunun kanunda
öngörülen azami süreyi ve makul süreyi aştığı iddialarına ilişkin olarak
yargısal başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığı
anlaşıldığından başvurunun bu kısmının başvuru
yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna
karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
31. Başvurucu; lehinde olan delillerin toplanmadığını, tevsii
tahkikat taleplerinin kabul edilmediğini, başka ceza infaz kurumuna
nakledilmesi nedeniyle savunma hakkının ve avukat yardımına ulaşmasının
engellendiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
2. Değerlendirme
32. 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası
uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, § 16).
33. Somut olayda başvuruya konu yargılamanın devam ettiği tespit
edilmiştir. Bu kapsamda başvurucunun hukuk sisteminde mevcut yargısal yolları
tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.
34. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
25/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.