Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1663
Karar No: 2016/159
Karar Tarihi: 12.01.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1663 Esas 2016/159 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/1663 E.  ,  2016/159 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.11.2014 tarih ve 2010/553-2014/285 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12.01.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin, .... numaralı, keşide yeri, keşide tarihi, çek miktarı ve lehtar kısmı boş olan dava konusu çeki 2002 yılında davalılardan ..."in işletmekte olduğu .... Acentesi .... için şube teminatı olarak ...."nin Genel Müdürlüğü"ne verdiğini, 07/09/2006 tarihinde davalı ... ile olan ticari ilişkisini sonlandıran müvekkilinin vermiş olduğu dava konusu çeki geri almayı unuttuğunu, 21/12/2010 tarihinde dava konusu çekin .... Bankasına takas amacıyla verildiği bilgisinin.... Bankası A.Ş."nin .... Şubesi tarafından bildirilmesi üzerine durumdan haberdar olduğunu, yaptığı araştırmada teminat olarak ...."ye verilen çekin, davalı ... tarafından ...."den alınarak, boş kısımlarının doldurulması suretiyle ciro yoluyla diğer davalı ..."ye devredildiğini öğrendiğini ileri sürerek dava konusu çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, dava konusu çekte müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, söz konusu davayla ilgisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin ... Sigortanın ... Şubesi olarak faaliyet göstermeye başladığını, 28/01/2002 tarihli Acentalık Ek Sözleşmesi uyarınca .... ile davalı müvekkili arasında tali bir şubenin daha açılması ve asıl acentayla birlikte buranın şubesi olarak faaliyet göstermesi hususunda anlaşıldığını, ....nın teminat istemesi üzerine dava konusu çekin davacı tarafından imzalanarak üzeri doldurulmadan teminat kapsamında verildiğini, daha sonra davacı tarafın açılmış olan tali şubede usulsüz işlemler yapmaya başladığını, çeşitli gerekçelerle poliçe bedellerinin tahsil edilemediğini, .... tarafından aralarındaki sözleşmenin feshedildiğini ve teminat olarak gösterdiği işyerine ve arsaya icrai işlem başlatıldığını, 30/09/2010 tarihli ibranameden de anlaşılacağı üzere yapılan peşin ödemeyle 110.000 TL bedel üzerinden tarafların sulh olmasıyla takibin durduğunu ve gayrimenkullerin satışının durdurulduğunu, müvekkili davalının bu bedeli yakını olan diğer davalı ..."den temin ettiğini, zararının 110.000 TL"nin çok üstünde olmasına rağmen yalnızca borç aldığı miktar kadar ve sigortaya yaptığı ödeme kadar çeki doldururarak borç aldığı davalı ..."ye cirolayarak teslim ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... ."nin ...."ye olan borcunun 2008/Eylül ayı itibariyle 111.181,13TL olduğu, anılan bedelin ... tarafından 110.000,00 TL olarak ödendiği, buna karşılık gerek yasalardan gerekse akitten kaynaklanan tüm dava, talep ve icra takibi haklarının temlik alındığı, buna karşılık ...."nin şubesi olan .... nin yetkilisi olan ..."in ...."e 15/10/2010 keşide tarihli dava konusu çeki verdiği gerekçesiyle davanın reddine, davacı menfi tespit davası açmakta kötüniyetli olduğundan dava konusu çek bedelinin %40"ı (44.000,00 TL) oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK"nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 10.04.1992 tarih ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiştir.
    Somut olayda mahkemece kısa kararda "Davacının davasının reddine, sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına” karar verilmiştir. Ancak, gerekçeli kararın hükmün fıkrasında, "Davacının davasının reddine, davacı menfi tespit davası açmakta kötü niyetli olduğundan dava konusu çek bedelinin %40"ı (44.000 TL) oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine"" şeklinde hüküm kurulmuştur. Buna göre, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılmadığı, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi