Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16114
Karar No: 2017/4393
Karar Tarihi: 30.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/16114 Esas 2017/4393 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/16114 E.  ,  2017/4393 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    YARGITAY KARARI
    Asıl davada davacılar vekili; müvekkillerinin murisinin de hissedarı olduğu Kayseri ili, Kocasinan İlçesi, Hacısaki Mahallesi 4077 ada, 3 parselde kayıtlı taşınmazın ....Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Müdürlüğü" nün 2003/2 Satış dosyasından ihale ile satıldığını, taşınmazın satışı ile ilgili ....Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamında sadece arsa satışı gibi hüküm kurulduğunu, halbuki taşınmaz üzerinde müvekkillerinin murisi ile diğer hissedarların atölye ve dükkanlarının bulunduğunu belirterek ihale satış bedelinin taraflara ödenmemesi, bina yönünden sataşmanın önlenmesi ve satış bedelinin gerçek hak sahiplerine paylaştırılmasını talep ve dava etmiş, 29/04/2004 tarihli ıslah


    dilekçesi ile davasını sebepsiz zengenleşmeden dolayı bedelin iadesi talebine çevirmiştir.
    Birleşen davada ise; müvekkilleri ile davalıların daha önceden .... Mahallesi 4077 Ada, 3 parsel nolu kayıtlı taşınmazın müşterek malikleri olup bu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası ile hissedarlardan ... adına ihale edilmek suretiyle satıldığını bildirerek müvekkillerinden ... adına haksız zarar miktarını teşkil eden 9.369,42 TL, ... adına 9.369,42 TL ve diğer müvekkilleri ... ve ... adına birlikte 9.369,42 TL’nin, bu binada ve dolayısıyla satış bedelini teşkil eden bu parada hakkı bulunmayan davalılardan satış öncesi davaya konu taşınmaz arsasındaki hisseleri nispetinde tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacıların bina bedelinden paylarına düşen bedeli istediklerini, bu bedelin müvekkilinden istenmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin satılan taşınmaz üzerindeki binanın birinci katında bulunan dükkanı davacıların murisinden satın aldığını, bu tarihten itibaren müvekkili tarafından kullanıldığını, bina bedelinden dolayı bir ödeme yapılacaksa müvekkiline de ödeme yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Davalı ... vekili; daha önce bu konuda ....Sulh Hukuk Mahkemesine dava açıldığını bu davanın reddedildiğini, ortada kesin hüküm bulunduğunu davanın değiştirilmesine muvafakatlarının olmadığını, ayrıca müvekkiline ait yapıdan da davacıların hakları olmadığı halde pay aldıklarını bu bedelin de davacılardan iadesi gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiş, birleşen davada da davalılar Ayşe Kılıç, Hatice Kılıç, Mine Kılıç Dönmez, ..., ve ... vekili olarak davacıların sahibi olmadıkları kerestelik bedelinden pay aldıklarını ileri sürmüştür.
    Mahkemece; bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacılar vekilinin, 29.06.2015 tarih dilekçesinde davalı ... hakkında temyizden feragat ettiği anlaşıldığına göre, vaki temyiz talebinden feragat nedeniyle Dairemizce temyiz incelemesi yapılmasına yer yoktur.
    3-Davalı kendisinin de davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek bu alacağı ile davacıya olan borcunun takas edilmesini HMK"nun 132. maddesi ( HUMK"nın 204. mad.) ile hüküm altına alınan karşılık dava ile isteyebilir. Ancak, Türk Borçlar Kanununun 143/1 (BK.122.mad.) maddesi uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağından, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılması gerekmez. Borçlu, kendisine karşı açılmış olan bir dava içerisinde takas-mahsup talebinde bulunabilir ve böylesi bir talep, usul hukuku anlamında bir defi niteliği taşır. Davalı karşılık dava açmadan sadece takas savunmasında bulunmakla yetinebilir.
    Bilindiği üzere, ilk itirazlardan (HUMK Md.187, HMK 117. mad.) farklı olarak, defilerin esasa cevap süresi içinde bildirilmeleri zorunlu değildir. Dolayısıyla, takas-mahsup defi, esasa cevap süresi geçtikten sonra dahi bildirilebilir. Ne varki, bir

    definin esasa cevap süresi geçtikten sonra bildirilmesi savunmanın genişletilmesi anlamına geleceğinden, böylesi bir definin mahkemece dikkate alınabilmesi için, karşı tarafın buna muvafakat etmiş olması gerekir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 202/2. maddesinde (HMK 141. mad.) savunmanın genişletilmesi yasağının istısnalarından biri olarak gösterilen muvafakat, açık veya zımni olabilir. Bir davada, davalı tarafın savunmasını genişletmesi üzerine, davacı taraf buna hemen itiraz etmez; başka bir ifadeyle, savunmanın genişletilmesine muvafakati bulunmadığını hemen bildirmez, özellikle de, genişletilen savunmaya yönelik cevaplar verir ise, savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılır. Davacı tarafın, savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğine dair beyanını bildirmesi (bu yönde itirazda bulunması), genişletmenin gerçekleştiği aşamaya göre, daima belirli bir zaman dilimine tabidir. Somut olaydaki gibi, savunmanın bir dilekçeyle genişletildiği hallerde, davacı taraf buna muvafakati olmadığını en geç, dilekçenin kendisine tebliğini izleyen oturumda bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılır. Davacı tarafın zımni muvafakati, davalı taraf yararına, davanın genişletilen savunma çerçevesinde seyri (genişletilen savunmanın mahkemece dikkate alınması) şeklinde bir usuli kazanılmış hak doğurur; davacı taraf savunmanın genişletilmesine yargılamanın sonraki aşamalarında itiraz ederek, davalı yararına oluşan bu usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıramaz (Gerek, bu konuda geniş bilgi için ve gerekse yukarıdaki bir kısım açıklamalara referans olarak, bkz: Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Bası, Demir Yayınevi, İstanbul 2001; s: 1801 ve devamı) (HGK 26.09.2007 gün, 2007/4-621-615)
    Takas genellikle davadan önce değil dava sırasında ileri sürülür, eğer cevap dilekçesinde takas ileri sürülmemiş ise hakim dosyadan davalının mukabil bir alacağının olduğunu anlasa dahi takas sebebiyle hüküm tesis edemez, zira kullanılmayan takas hakkı itiraz hakkı doğurmamaktadır.
    Nitekim, benzer bir davada Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.11.1998 gün ve E.1998/11-829-K.1998/839 sayılı kararında -özetle-; "davalının takas mahsup savunması olmadığı da gözönüne alınarak davalının yönetim kurulu başkanı olarak aldığı huzur hakkı üzerinden dolayı sorumlu olduğu miktar belirlenerek, hüküm tesis edilmesi gerektiği" belirtilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Bu açıklamalar çerçevesinde, somut olaya dönüldüğünde; mahkemece hükme esas alınan 16.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda, davalılardan ...’in sorumluluğu hesaplanır iken davalıya ait olan bir adet dükkan bedelinden davacıların almış oldukları pay ile Mesut Kılıç’ın mirasçılarının sorumlulukları hesaplanır iken de murislerine ait olan kerestelik bedelinden davacıların almış oldukları pay mahsup edilmiştir. Dosya kapsamından davalı Mesut Görek’in ve Mesut Kılıç mirasçılarından Ayşe Kılıç, Hatice Kılıç, Mine Kılıç Dönmez, ... ve ...’ ın vekillerinin takas mahsup definde bulunduğu; fakat bunlar dışındaki davalıların takas mahsup definde bulunmadıkları anlaşılmaktadır.
    Mahkemece; yukarıda zikrolunan maddi ve hukuki durum karşısında, takas mahsup talebi olmayan davalılar yönünden de bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.


    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının davalı ... hakkındaki temyiz talebinin reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi