14. Hukuk Dairesi 2016/13598 E. , 2016/9644 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.02.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece, ilk olarak taraflar arasında fiili kullanım ve taksime ilişkin sözleşme bulunduğundan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin talebi üzerine hüküm Dairemizin 2014/6647-10069 E. K. sayılı ilamında "Dosyaya ibraz edilen taksim sözleşmesinin geçerli olduğunun kabul edilebilmesi için TMK"nın 676 ve devamı maddeleri uyarınca dava konusu taşınmaz muris adına kayıtlı ya da elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmaz olmalıdır. Davaya konusu .... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 95 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ise taraflar adına paylı mülkiyet olarak tapuya kayıtlı olup pay oranları bellidir. Ayrıca, tüm paydaşların imzası bulunmayan 23.06.2008 tarihli sözleşmede TMK"nın 698/1. maddesine göre paylaşmaya ilişkin hüküm bulunmadığı gibi paylı malın sürekli bir amaca özgülenmesi de söz konusu değildir. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken TMK"nın 676 ve 698. maddelerine uygun olmayan sözleşmeye değer verilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." denilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece ikinci olarak, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2015/7448-7061 E.K sayılı ilamında ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerindeki muhdesatların kimlere ait olduğu konusunda paydaşlar arasında bir çekişmenin bulunmadığı, mahkemece Dairenin satış sonucunda elde edilecek bedelin oran kurulmak suretiyle bölüştürülmesi gerektiğinden söz edilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, üçüncü kez bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, 95 ada 5 parseldeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin dosya içerisinde bulunan 26.08.2013 tarihli raporda hesaplanan kıymet yüzdeleri oranlarına göre davacı ve davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda 02.08.2013 tarihinde yapılan keşifte refakate fen, inşaat ve mülk bilirkişileri alınmış, 26.08.2013 tarihli bilirkişilerin hazırladıkları hükme esas alınan raporda binalarda muhdesat iddiası bulunmasına rağmen yapılan değerlendirmede bu durum dikkate alınmamıştır. Mahkemece, yeniden keşif yapılıp, tarafların muhdesat iddiaları da dikkate alınarak yukarıda izah edilen Dairemiz uygulamasına uygun bilirkişi raporunun hazırlattırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 21.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.