11. Hukuk Dairesi 2015/14986 E. , 2016/379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26.12.2013 tarih ve 2011/131-2013/409 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, elektrik mühendisi olan müvekkilinin proje müellifi olarak davalı şirket ile sözleşme akdettiğini, davalı tesisinin yapı ruhsatına esas elektrik iç tesisat projesinin müvekkili tarafından hazırlanıp davalı tarafından kullanıldığını, ancak daha sonra davalı şirketin diğer davalıya da elektrik projesi hazırlattığını, müvekkilinin her iki davalı ile görüşerek Elektrik İç Tesisler Proje Hazırlama Yönetmeliğine göre projelendirilen tesiste %20"lik alan veya güç değişimi olması durumunda proje müellifinin yazılı olurunun alınması gerektiğini bildirdiğini, ancak olumlu bir sonuç alamadığını, Elektrik Mühendisleri Odası .... Şubesi"nin müvekkilinin olurunu almadan davalı ... tarafından düzenlenen Proje Sicil Durum Belgesinin sehven düzenlendiğini ve bu belgenin iptal edildiğini bildirdiğini, müvekkilinin projelendirdiği 1350 m2 den başka projelendireceği daha 4513 m2 inşaat alanı bulunduğunu, oluru alınmadan elektrik projesi yapılmasının müvekkilinin maddi ve manevi kayıplarına neden olduğunu ileri sürerek şimdilik yapılan ve yapılması gereken proje bedeli olan 8.000 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının projeyi yapmak istememesi üzerine müvekkilinin diğer davalıya yaptırdığını, iddialara ilişkin ispat vesikası hakkında bilgi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin davalı şirkete yaptığı projenin yeni bir binaya ait olduğunu, eski bir projenin tadilatı mahiyeti taşımadığını, onay alma zorunluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davalı ... tarafından yapılan projenin daha önce davacı tarafından yapılmış mevcut yapıların tadilatı değil aynı parsel içerisinde olmasına rağmen ayrı bir yapıya ilişkin olduğu, tamamen yeni bir proje mahiyetini arzettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı, dava dilekçesinde davalı şirkete elektrik iç tesisat projesi hazırladığını, bu projenin davalı şirket tarafından kullanıldığını, daha sonradan davalı şirketin diğer davalıya tadilat projesi yaptırdığını, ancak bunun için proje müellifi olarak kendisinden olur alınması gerektiğini ileri sürerek talepte bulunmuştur.
5846 sayılı FSEK"in 2/3. maddesinde bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri ilim ve edebiyat eserleri arasında sayılmıştır. Anılan Yasa"nın 76. maddesi uyarınca bu Kanun"dan kaynaklanan davalarda ihtisas mahkemesi görevlidir. Somut uyuşmazlıkta da davaya konu projenin FSEK"in 2/3. maddesi kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi ihtisas mahkemesince yapılmalıdır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun, 16.09.2004 tarih ve 396 sayılı kararı ve daha sonra alınan ve halen yürürlükte olan 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, asliye ticaret mahkemesi kurulmuş olup olmamasına bakılmaksızın, bir ya da iki asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bir numaralı asliye hukuk mahkemesinin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin görevlendirildiği, bu mahkemelerin yargı çevresinin adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsadığı belirlenmiş olup, bu durumda anılan HSYK kararı uyarınca ... ilçesinin bağlı bulunduğu Adalet Komisyonu olan .... Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeksizin, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.