
Esas No: 2016/13145
Karar No: 2016/9711
Karar Tarihi: 22.11.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/13145 Esas 2016/9711 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.05.2010 gününde verilen dilekçe ile men"i müdahale, kal, çekişmenin giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine dair verilen 04.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Dava, çekişmenin giderilmesi, müdahalenin men"i ve kal isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırları" başlıklı 2. maddesinin (a) bendinde idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaati ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, (b) bendinde de idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklara muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları idari yargının görev alanı içinde sayılmıştır.
Somut olayda davacı, kayden maliki olduğu 118 ada 17 parsel sayılı taşınmazına meyve fidanları diktiğini ve taşınmazının batısında bulunan sulama arkından sulama yapmak istediğini, ancak davalı köy muhtarlığının aldığı idari kararla bu talebini reddettiğini, bunun üzerine Kaymakamlık Makamına başvurduğunu ve Kaymakamlık Makamı tarafından alınan rapor doğrultusunda hareket edilmesinin davalı köy muhtarlığına bildirilmesine rağmen sulama imkanının sağlanmadığını, diğer davalıların da su dinamosunun fişini çektiklerini ve sulama yapmasını fiilen engellediklerini ileri sürerek; elatmanın önlenmesi ve çekişmenin giderilmesi ile yıkım isteklerinde bulunmuştur. Dava dilekçesinde, köy ihtiyar heyeti kararının iptali yönünde bir talep bulunmamaktadır. O halde, davacının talebi İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi anlamında idari yargının görevi alanına giren bir işlemin iptaline ilişkin olmadığından davanın görülme yeri adli yargıdır.
Hal böyle olunca; mahkemece, açıklanan bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeyle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.