Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/902
Karar No: 2014/671
Karar Tarihi: 20.01.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/902 Esas 2014/671 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/902 E.  ,  2014/671 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    ... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil, bedel iadesi davasının reddine dair ... Hukuk Mahkemesi"nden verilen 25.09.2012 gün ve 342/295 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    K A R A R

    Davacılar vekili, tarafların ortak mirasbırakanı olan... 14.01.1981 tarihinde harici satış sözleşmesiyle 156 parseldeki 500 m2 arsa içerisinde bulunan 2 katlı evin her iki katından birer ailenin oturabileceği kadar kısmını 900.000 TL değerindeki altın karşılığında davacılara sattığını, ancak, murisin, diğer mirasçıları olan davalıların tapuda devir işlemi yapılmasına rıza göstermediklerini açıklayarak taşınmazın tapu kaydının iptaliyle davacılar adına tesciline karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde ise taşınmazın bugünkü rayiç bedelinin tespitiyle şimdilik 10.000 TL"sinin davalılardan alınarak davcılara verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, yapılan satış işleminin yasal şekle uygun olmadığını, ayrıca talebin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece tapulu taşınmazın satışının resmi şekilde yapılmadığı, davacılar lehine TMK"nun 2.maddesindeki koşulların oluşmadığı gibi davanın kabulüne gerektirecek sübutun da oluşmadığı gerekçisiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından ve özellikle Tapu Müdürlüğü"nden gelen yazı cevapları ve tapu kayıtlarına göre nizalı parselin öncesinin 156 nolu parsel olduğu, bahsi geçen parselin kadastro tespitine yapılan itiraz sonucu 21.10.1968 tarihinde hükmen tapuya tescil edildiği, tarafların ortak mirasbırakanı olan..."un 07.12.1979 tarihinde 500/22992 payını satış yoluyla edindiği, yapılan imar uygulaması sonucunda taşınmazın 337 ada 20 numaralı parsel olarak 11.11.2010 tarihinde tarafların ortak mirasbırakanı... ve müşterekleri adına arsa vasfıyla tapuya tescil edildiği görülmektedir.
    Bilindiği üzere ve kural olarak tapulu taşınmazların satışı TMK"nun 706, BK"nun 213 (6098 sayılı BK"nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmazlar ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK"nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil şartı bir ispat şekli olmayıp bir geçerlilik şartıdır. Bu nedenlerle, davacı tarafın dayandığı resmi memur önünde yapılmayan harici satış senedine değer verilemez ve buna dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinin dinlenme olanağı yoktur. Bu bakımdan, Mahkemece tapu iptali
    .//..






    2013/902-2014/671 -2-


    ve tescile ilişkin isteğin esastan reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin, buna ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün iptal ve tescile ilişkin bölümünün ONANMASINA,
    Tazminat isteğine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacılar vekili, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde davacıların ödediği bedel yönünden tazminat talebinde bulunmaktadır. Kural olarak, 10.07.1940 tarih ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme ve 07.06.1939 tarih, 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlar"ına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Ülkemizde yaşanan ve uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyreden enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı gözardı edilmemelidir. Davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; tarafların ortak mirasbırakanı olan..."un tapulu taşınmazda bulunan 2 katlı evin her iki katından birer ailenin oturabileceği kadar kısmını 14.01.1981 tarihinde davacılara tapu dışı yolla satıp teslim etmiş ve satış bedeli olan 900.000 TL değerindeki altını almıştır. Tapu dışı satış sözleşmesinde tapunun ne zaman devredileceği konusunda açıklık bulunmamaktadır. Bu durumda; davacıların 14.01.1981 tarihinde ödediği 900.000 TL değerindeki altınının çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde bu konuda bilirkişi veya kurulundan gerekçelerini de açıklayıcı taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak dava tarihindeki alım gücü belirlenmeli, davacıların kısmi talebi de dikkate alınarak bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmelidir. Mahkemece, bu ilke ve esaslara uyulmadan davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Açıklanan gerekçeler nedeniyle davacılar vekilinin bedele ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün tazminata ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve HUMK"nun 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi