17. Hukuk Dairesi 2018/5339 E. , 2018/12467 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu aracın 29/01/2014 tarihinde sürücü ... kontrolünde seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı yola geçerek yolda park halindeki araca çarptığını, kaza sonucu her iki araçta da maddi hasar meydana geldiğini, kaza yerine intikal eden trafik ekiplerince asli kusurun müvekkili araç sürücüsüne verildiğini, müvekkilinin aracının ... tarafından kaza tarihini de kapsayan döneme ait kaskolu olduğunu, kaza sonrası hasar dosyasının açıldığını ancak sigorta şirketinin hasarı ödemediğini, hasar ödemesini reddettiğini, teminat dışı bir hal olmamasına rağmen müvekkilinin zararını gidermeyen davalı ... şirketinin kanuna ve genel şartlara göre en geç ihbar tarihinden 45 gün sonra temerrüde düştüğünün sayılması gerektiğini belirterek 10.000,00 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 1409. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan
rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5. maddesi ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Somut olayda, davacıya ait aracın sürücü ... sevk ve idaresinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yolda park halindeki araca çarptığı, her iki araçta hasar meydana geldiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hasarlandığı iddia edilen her iki aracın hasarları ve bu hasarların bu kaza nedeniyle meydana gelip gelmediğinin net olarak tespit edilememiş olması nedeniyle, davaya konu kazanın olduğu ve ayrıca davacıya ait araçtaki hasarın bu kaza nedeniyle oluştuğu kanısı mahkemece oluşmadığından ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiştir. Olayımızda ispat yükü davalı ... şirketindedir. Dosya kapsamında ise aracın söz konusu kaza nedeniyle hasarlanmadığı veya böyle bir kazanın meydana gelmediği hususunda sigorta şirketince sunulmuş somut ve yeterli delil bulunmamaktadır. (HGK 2013/17-2303E., 2015/1497K.)
Bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişiden Dairemiz ilkeleri doğrultusunda sigortalı araçtaki gerçek hasar ve zarar miktarının tesbiti ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.