19. Ceza Dairesi 2020/2907 E. , 2020/19617 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5187 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Dairemizin 28.09.2020 tarihli 2020/1515 E. 2020/11589 K. sayılı kararında gerekçeleri belirtildiği üzere;
Basit yargılama usulüne dair esasları düzenleyen ve hükümden önce (24.10.2019 tarihinde) yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı "basit yargılama usulü" başlıklı CMK"nin 251/3. maddesinin sadece bir usul hükmü olmadığı, aynı zamanda maddi ceza hukukuna dair bir hüküm olduğu, bu nedenle basit yargılama usulünün yürürlük tarihini gösteren Geçici 5/(1)-d. maddesinde yazılı "hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalar yönünden" kısmının Anayasa ve uluslararası sözleşme metinlerinde düzenlenen "suç ve cezaların kanuniliği" ve "lehe kanun" ilkelerine aykırı olduğu, Anayasa"ya ve tarafı olduğumuz temel haklara dair uluslararası sözleşmelere (ve özellikle AİHS"ye) aykırı bu durumun Yüksek Yargıtay tarafından dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla,
Mahkemece sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki "basit yargılama usulünün" uygulanma şartları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi mecburiyeti,
Kabule göre ise;
Dairemizin 06.05.2019 tarihli 2019/23003 E. 2019/7891 K. sayılı bozma ilamında; yaygın süreli yayının sorumlu müdürü ile genel yayın yönetmeni sanık arasındaki iş bölümünün, suça konu gazete nüshası üzerinde yer alan künyeden veya dosya içerisindeki bilgilerden anlaşılamaması nedeniyle, mahkemece bu hususta ilgili Cumhuriyet savcılığına sunulan beyannameden sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin kimlik bilgilerinin istenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinden bahisle hükmün eksik kovuşturma nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine Cumhuriyet savcılığından gönderilen beyanname bilgilerinde, sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin ayrıca belirtilmediği, ilgili süreli yayın sahibi tüzel kişiye yazılan yazıya ise sorumlu müdürün bağlı olduğu bir yetkilinin bulunmadığının beyan edildiği, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ve sorumlu müdür olan diğer sanığın ise genel yayın yönetmeni sanığa bağlı olarak çalıştığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin süreli yayın sahibince açıkça kararlaştırılıp ilgili Cumhuriyet savcılığına bildirilmediği bu gibi durumlarda, 5187 sayılı Kanun"un 11. maddesi kapsamında cezai sorumluluk; sorumlu müdür ile birlikte yayın sahibi veya bu kişinin tüzel kişi veya 18 yaşından küçük olması halinde yayın sahibinin temsilcisindedir.
Bu nedenlerle, sorumlu müdür olan diğer sanığın beyanları ile sanığın savunması arasındaki çelişkinin giderilmesi ve düzeltme ve cevap yazısı gibi yazıların gazetenin hangi sayfasında hangi şekilde yayımlanması hususunda en son karar merciinin kim olduğunun tespiti amacıyla; yayın sahibi tüzel kişinin temsilcisi Başar Arslan"ın tanık sıfatıyla dinlenmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, mahkemece çelişkili beyanlara istinaden sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 14.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.