19. Ceza Dairesi 2020/2942 E. , 2020/19621 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın arıza bakım onarım sorumlusu olduğu Akedaş şirketine ait enerji nakil hattındaki elektrik tellerinin rüzgarın etkisiyle birbirine çarpması sonucu oluşan kıvılcımın kuru otları tutuşturması nedeniyle gerçekleşen yangın olayında dosya kapsamında yer alan belgelerden yangın bölgesinde yer alan enerji nakil hatlarındaki bakım ve onarımın en son 12-13/07/2013 tarihinde yapıldığının ve sanığın soruşturma esnasında "Elektrik telleri birbirine temas etme durumu kesinlikle yoktur. Birbirine temas ettiği anda bölge trafoda bulunan koruma sigortaları veya termik manyetik şarteller atar. Olay günü bizim şartellerimizde herhangi bir atma durumu olmadı." şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında; elektrik tellerinin ne sıklıkla bakımının yapılması gerektiği, yangının bu bakım ve kontrol hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, elektrik tesisatının bilimsel yöntem ve ilgili mevzuata uygun çekilip çekilmediği, olay tarihinde mevcut olduğu iddia edilen rüzgarın belirtilen neticeyi meydana getirip getirmeyeceği, bu hususun öngörülüp öngörülmediği, benzeri durumlarda sistemde arızayı önlemek için ayrı bir teknik kontrol mekanizmasının bulunup bulunmadığı, sanığın çalıştığı süre mesleki bilgi ve deneyimi ile sorumluluk sınırları da dikkate alınarak kusur isnat edilip edilemeyeceği hususlarında uyuşmazlığı çözmeye yeterli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli konusunda uzman elektrik mühendisinden rapor alınarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.01.2016 tarih ve 2014/15-327 Esas, 2016/10 Karar sayılı kararında “1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafiin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK"nun 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.” hususlarına yer verilmiş olup; somut olayda davaya yeniden bakan mahkemece bozma üzerine yapılan yargılamada, Yargıtay 19. Ceza Dairesi"nin 2017/6311 Esas, 2019/6116 Karar sayılı bozma kararı sanık aleyhine olmasına rağmen, sanığın duruşmaya katılımı sağlanıp bozmaya karşı diyeceklerinin sorulmaması suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde 1412 sayılı CMUK"nin 326 ve 5271 sayılı CMK"nin 307. maddelerinin ihlal edilmesi,
2)Sanığa zararı ödemesi halinde lehine olan CMK"nin 231/5. maddesi hükümlerinin uygulanması imkanı bulunduğunun adil yargılanma hakkının bir unsuru olan yargılama makamlarının "sanığa haklarını öğretme yükümlülüğü" kapsamında, usulüne uygun şekilde açıklanıp bildirilerek sonucuna göre anılan hükümlerin uygulanma imkanının bulunup bulunmadığının hükümde tartışılması gerektiği hâlde, söz edilen ilkelere uyulmaksızın, mahkemece bildirilmeyen zararı gidermediği gerekçesiyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi suretiyle adil yargılama ilkesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.