Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6317
Karar No: 2018/514
Karar Tarihi: 12.02.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/6317 Esas 2018/514 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Bu davada, iş sahibi davacı ile yüklenici davalı arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan ödenen iş bedelinin iadesi talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptâli davası görülmüştür. Davacı, davalıya toplam 2.700,00 TL ödediğini ancak taahhüt edilen ahşap çerçevelerin yapılmadığını ileri sürerek iş bedelinin iadesi ve icra inkâr tazminatı talep etmiştir. Mahkeme kısmen kabul ve kısmen reddederek hüküm vermiş, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan incelemeler sonucu, davalının tebligat adresine usulsüz şekilde tebliğ yapıldığı ve savunma hakkının ihlal edildiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. ve 21/2. maddeleri
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi
15. Hukuk Dairesi         2016/6317 E.  ,  2018/514 K.

    "İçtihat Metni"

    ....

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ödenen iş bedelinin iadesi talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
    Davacı iş sahibi vekili; müvekkili ile davalı arasında ahşap çerçeve yapımı konusunda anlaşıldığını ve davalıya toplam 2.700,00 TL ödediğini, ancak taahhüt edilen ahşap çerçevelerin yapılmadığını, iş bedelinin iadesi için .... 24. İcra Müdürlüğü"nün 2014/16058 Esas sayılı takip dosyası ile takip başlattığını ancak davalının haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek itirazın iptâli ile davalı aleyhine %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı yüklenici ye usulüne uygun tebligat yapılmamıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    ..... 24. İcra Müdürlüğü"nün 2014/16058 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 2.700,00 TL asıl alacak, 169,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.869,42 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, 29.08.2014 tarihinde yapılan takipte ödeme emrinin 27.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 04.09.2014 tarihinde yaptığı itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
    Davacı alacaklı icra takibi yaparken davalı borçlunun adresini “...." adresini göstermiş bu adrese çıkarılan ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilmiş ve borçlu vekili borçlunun bu adresini bildirmek suretiyle ödeme emrine 04.09.2014 tarihli dilekçe ile itiraz etmiştir. Davacı taraf itirazın iptâli davasını açarken daha önce tebligat yapılan ve itirazda beyan edilen bu adres dışında “....." adresini göstermiş ve davalı adına dava
    ....

    dilekçesinin tebliği için çıkarılan tebligat bila ikmâl iade edilmiş ve bunun üzerine davalının adres kayıt sistemindeki adresi olan “....." adresine çıkarılan tebligat, Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmiş, bundan sonra tüm tebligatlar aynı şekilde yapılmak suretiyle yargılamaya devam olunmuş ve hüküm kurulmuştur.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 6099 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile değişik “Bilinen Adreste Tebligat” başlıklı 10. maddesi “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır...”
    Bu maddeye karşılık gelen 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesinde “Tebligat öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz...”
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun ile değişik 21/2 maddesinde “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükümleri bulunmaktadır.
    6100 sayılı HMK"nın “Hukukî Dinlenme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddesinde “(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini,içerir.” hükmü bulunmaktadır. Anayasa"nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkı; davalının, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesini zorunlu kılar. Bir başka deyişle; mahkeme, davalıyı, savunma hakkı tanımak için usulüne uygun davet etmedikçe yargılamaya devam edip hükmünü veremez. Davalıya, savunma hakkını kullanma imkânı verilmesi, davalıya, usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğ edilmesi ile olur. Usulüne uygun tebligatın amacı, davalıya savunma hakkının sağlanmasıdır.
    Bu hükümlerle birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davacı alacaklı icra takibi yaparken davalı borçlunun adresini “...
    ....

    Ankara" adresini göstermiş bu adrese çıkarılan ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilmiş ve borçlu vekili borçlunun bu adresini bildirmek suretiyle ödeme emrine 04.09.2014 tarihli dilekçe ile itiraz etmiştir. Bu adres Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi anlamında bilinen en son adres olup, bu adrese tebligat yapılması gerekirken yukarıda belirtilen şekilde usulsuz tebligat yapılarak hüküm kurulmuştur.
    6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkı kapsamında davalıya, usulüne uygun savunma hakkı tanınarak delillerinin toplanıp değerlendirilmesinden sonra karar verilmesi gerektiği halde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10 ve 21. madde hükümlerine aykırı şekilde tebligat yapılmak suretiyle, taraf teşkili tamamlanmış gibi usulüne uygun taraf teşkili sağlanmaksızın karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    ....





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi