
Esas No: 2015/5167
Karar No: 2016/3288
Karar Tarihi: 25.05.2016
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5167 Esas 2016/3288 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.06.2015 tarih ve 2015/172556 sayılı yazısı ile;
Gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20.02.2014 tarihli ve 2014/543 soruşturma, 2014/413 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 22.04.2014 tarihli ve 2014/274 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Şikayetçi vekilinin, 22.01.2014 tarihli şikayet dilekçesi ile müvekkilinin taraf olduğu .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/49, 2010/1588 ve 2009/1069 esas sayılı dava dosyaları ile ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/500 esas sayılı dava dosyasında bilirkişilik yapan şüphelilerin mahkemelere sundukları raporun gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini ileri sürdüğü olayda, dosya içerisindek... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/1069 esas sayılı dosyasına bilahare sunulan 03.10.2013 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda, önceki keşiflerde bilirkişilerce alınıp işlenen koordinatların altı derecelik koordinat sistemi olarak 1/25000"lik harita üzerine yani ruhsattaki çalışma alanı koordinatları ile irtibatlandırmanın mümkün olmadığı, dosyada görülen koordinat sistemi ruhsatın esasını oluşturan bahis konusu koordinat sistemi ile hiçbir bağlantısı olmadığı gibi dosya incelemesi sırasında çalışma alanının sınırlarının da 23.05.2009 tarihli keşif sonucu çizilen krokilere doğru işlenmediğinin tespit edildiğinin bildirilmesi karşısında, şikayetçi vekilinin dilekçesinde ileri sürülen hususların araştırılması gerektiği gözetilmeden, ilgili mahkeme dosyalarına ait bilirkişi raporu, duruşma zabıtları ve gerekçeli karar örneklerinin getirtilmesi ile yetinilerek eksik soruşturma sonucu verilen karara yönelik itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ... Genel Müdürlüğü 11.05.2015 gün ve 94660652-105-49-4613-2015-9182/29843 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak dairemize gönderilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I ) Olay:
Şikayetçi vekilinin, 22.01.2014 tarihli şikayet dilekçesi ile müvekkilinin taraf olduğu .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/49, 2010/1588 ve 2009/1069 esas sayılı dava dosyaları ile...Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/500 esas sayılı dava dosyasında bilirkişilik yapan şüphelilerin mahkemelere sundukları raporun gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinden bahisle şikayetçi olduğu, şüpheliler ...,... hakkında yapılan soruşturma sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığının 20.02.2014 tarih ve 2014/543 soruşturma, 2014/413 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararıyla, şikayete konu davaların hiçbirinin kesinleşmediği ve bilirkişi raporlarının gerçeğe aykırı olup olmadığının Yargıtay denetiminden geçmesiyle ortaya çıkabileceği, müşteki vekilince gerek yargılama aşamasında gerekse temyiz aşamasında bilirkişi raporlarına itiraz edebilmesinin hukuken mümkün olduğu ve yeniden bilirkişi raporu aldırılmasını talep etme imkanının da bulunduğu, bu kapsamda delil tespiti de yapabileceği ve/veya yaptırabileceği, bu aşamada da yargısal karar niteliğinde bulunan bilirkişi raporuna itibar edip etmeme, yeniden bilirkişi raporu aldırma hususunda takdir yetkisinin Türk Milleti adına yargılama yetkisine haiz bağımsız mahkeme hakimlerine ait olduğu, şikayet dilekçelerinde belirtilen bilerek gerçeğe aykırı rapor tanzim edildiği iddialarının soyut iddiadan ibaret kaldığı, bu itibarla soruşturma evresi sonunda, toplanan delil, bilgi ve belgelerden, soyut iddiası dışında, şüphelilerin yüklenen suçu işlediğini ve kasıtlarının varlığını gösterir, dava açmaya yeter kanıt ve emare bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müşteki vekilinin karara süresinde itirazı üzerine, ....Ağır Ceza Mahkemesinin 22.04.2014 tarihli ve 2014/274 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı müştekinin eksik soruşturma yapıldığına ilişkin müracaatı üzerine, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II)Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karara, müşteki vekili tarafından eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle yapılan itirazın reddine dair mercii kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III) Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise; “(3) Mahkeme, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer sulh ceza hakimini görevlendirebilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkum eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. (4) Mahkeme istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Müşteki vekilinin başvurusu üzerine şüpheli ve tanık beyanları alınmadan, müracaat konusu ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırmadan ilgili mahkeme dosyalarına ait bilirkişi raporu, duruşma zabıtları ve gerekçeli karar örneklerinin getirtilmesi ile yetinilmek suretiyle 20.02.2014 tarihinde bilerek gerçeğe aykırı rapor tanzim edildiği iddialarının soyut iddiadan ibaret kaldığı, bu itibarla soruşturma evresi sonunda, toplanan delil, bilgi ve belgelerden, soyut iddiası dışında, şüphelilerin yüklenen suçu işlediğini ve kasıtlarının varlığını gösterir, dava açmaya yeter kanıt ve emare bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşılması karşısında, itiraz merciince, soruşturmanın eksik yapılmış olduğu gözetilerek, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın kabulüyle, soruşturmanın tamamlanması için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
IV ) Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 22.04.2014 tarihli ve 2014/274 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.