16. Ceza Dairesi 2016/1697 E. , 2016/3295 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütüne yardım etme, Resmi belgede sahtecilik
Hüküm : 1- Sanık ... hakkında;
a) TCK’nın 314/2, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) TCK’nın 204/1, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- Sanıklar ... ve ... hakkında; silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan beraat
Sanık ... yönünden duruşmalı, diğer sanıklar yönünden duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
1- Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne yardım suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri “doğrudan doğruyalık vasıtasızlıktır.” Bu nedenle CMK 193/1. maddesinde “sanık olmaksızın yargılama olmaz” genel kuralına yer verildikten sonra istisnaları CMK 193/2, 194/2, 195, 196, 200/1 ve 204. maddelerinde gösterilmiştir. Sanığın kabulüne bağlı olarak alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren suçlar hariç olarak istinabe yoluyla sorguya çekilebilecektir. Görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu yapma imkanı CMK 196/4. madde hükmüne göre mümkün kılınmıştır.Somut olaydaki hukuki sorun sanıklar ve müdafilerinin görüntülü ve sesli iletişim tekniğini kullanarak savunma yapmak istemediklerini ısrarla beyan ederek duruşmada hazır bulunmak istekleri karşısında, bu sistemle savunma alınması durumunda, savunma hakkının kısıtlanarak adil yargılama ilkesinin ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Duruşmada hazır bulunmak isteyen sanığın, duruşmada hazır bulundurulması sadece ödev değil aynı zamanda bir haktır. (Y.C.G.K. 10.06.2008, 9-148/169 s.k.)
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesine göre;
Cezai bir suç ile itham edilen herkesin, kendini savunma, iddia tanıklarını sorguya çekme veya çektirme, duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercüman yardımından para ödenmeksizin yararlanması haklarını güvence altına almıştır. Duruşmada hazır bulunmaksızın bu hakları nasıl kullanabileceğinin anlaşılması zordur. (Colozza v. İtalya 12 Şubat 1985)
Adil bir ceza yargılaması sürecinin oluşumunda sanığın mahkeme nezdinde hazır bulunmasının büyük önemi bulunmaktadır. (Lala v. Hollanda 22 Eylül 1994) Bunun sebebi hem adil yargılama hakkının mevcudiyeti hem de beyanların doğruluğunun anlaşılması ve mağdur ile tanıkların beyanlarıyla karşılaştırılmasıdır. (Sedoviç v. İtalya) Temyiz aşamasında davalının duruşma salonunda şahsen hazır bulunması ilk derece mahkemesinde görülmekte olan duruşmalarda hazır bulunmasına nispeten daha az önem arzetmektedir. (Kamasinsıki v. Avusturya, 19 Aralık 1989)
Adaletin gerçekten adil bir şekilde sağlanmasının demokratik bir toplumda tuttuğu yer göz önünde bulundurularak savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik her bir tedbirin ciddi şekilde gerekli olmasına işaret edilmiştir. Daha az kısıtlayıcı bir tedbirin bulunması halinde o uygulanmalıdır. (Van Mechelen ve diğerleri)
Sözleşme ile garantiye alınan hakkın kullanılmasından vazgeçilmesi, bunun açıkça söylenmesi ile mümkün olabilir. (.../Türkiye)
CMK’nın genel ilkeleri ve 196. maddedeki düzenleme Dairemizce benimsenen Y.C.G.K."nın 10.06.2008 tarih ve 9-148-169 sayılı kararı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin İçtihatları göz önünde bulundurulduğunda; duruşmada hazır bulunma hakkı adil yargılama kapsamında değerlendirilmekte olup, bu hakkın sınırlanması ancak ciddi şekilde gerekli olması halinde istisna olarak uygulanmalıdır. A.İ.H.M."nin Marcello Viola v. İtalya kararı temyiz duruşmasına ilişkindir. Bu nedenlerle kovuşturma aşamasında;
1 -) Genel kural sanığın duruşmada hazır bulundurulmasıdır. Bu hak ciddi nedenlere dayalı olarak mahkeme kararı ile sınırlandırılabilir.
2-) İlk ve son savunmanın yapıldığı, esasa ilişkin delillerin toplandığı oturumlara sanığın SEGBİS yolu ile katılması, açık kabulüne dayalı olmalıdır.
3-) Sesli ve görüntülü yöntemle savunma alınması halinde sanık müdafiinin talebi durumunda sanığın yanında bulunma olanağının sağlanması; koşulları gerçekleştiğinde savunma hakkının kısıtlanmadığı kabul edilebilecektir.Tüm bu açıklamalar karşısında; duruşmalardan önce SEGBİS sistemiyle savunma yapmak istemediklerini ve mahkemede hazır bulunarak savunma yapmak istediklerini beyan eden sanığın müdafiinin de aynı yöndeki talebine rağmen duruşmada hazır bulundurulmayarak SGBİS sistemiyle alınan savunma ile hüküm kurularak CMK 196/2 maddesine muhalefet etmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3- Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Sanığın 18.08.2014 tarihinde kollukta müdafii huzurunda alınan savunmasında yakalandığında üzerinde bulunan sahte kimlik ve sürücü belgesinin Kuzey Irak"ta bulunan kampta örgüt yöneticileri tarafından, rahat hareket edebilmek ve güvenlik güçleri tarafından yakalanmamak amacıyla kendisine verildiğini beyan etmesi karşısında, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiği anlaşılan resmi belgede sahtecilik suçundan tayin olunan cezanın 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca yarı oranında artırılmaması suretiyle eksik ceza tayini,
b) TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, Cumhuriyet savcısının temyizinin kapsamına göre sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ :
26.05.2016 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı..."nın huzurunda, duruşmada sanık ..."in savunmasını yapmış bulunan Av. ... ..."ın yokluğunda, 01.06.2016 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.