10. Hukuk Dairesi 2017/440 E. , 2018/9464 K.
"İçtihat Metni".........
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle; “davacının ... aleyhine açtığı tespit davasının tefriki ile davalı........ aleyhine açılan davanın kabulüne,davacının ............ sicil numaralı.....işyerinde 16/04/1985 tarihinde 1 gün süre ile hizmet akdine bağlı olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine” dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ........ Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
.........Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, dava dilekçesinde 16.04.1985 tarihinden itibaren 1986 yılı Nisan ayına kadar davalıya ait işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiş, daha sonra ıslah dilekçesi ile sigortalılık başlangıç tarihinin 16.04.1985 olduğunun ve bir günlük hizmet süresinin tespitini istemiştir.
II- CEVAP:
Davalı Kurum vekili, 16.04.1985 tarihli işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarında bulunduğunu, ancak davalı işyerinden Kuruma verilmiş dönem bordrosu ile çalışmaları bildirilmediğinden, bildirgenin sigortalı konumunda çalışmanın varlığını kabul için yeterli olmadığını, fiili çalışma olgusunun yöntemince araştırılıp kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davacının ... aleyhine açtığı tespit davasının tefriki ile Mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmesine (Mahkememizin 2016/312 esasına kaydı yapıldı)
2-Davalı ...........aleyhine açılan davanın kabulü ile;
Davacının 47502 sicil numaralı ....... işyerinde 16/04/1985 tarihinde 1 gün süre ile hizmet akdine bağlı olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kurum vekilince, davacının dosya içerisinde mevcut işe giriş bildirgesine dayalı olarak fiilen hizmet akdine bağlı bir şekilde çalışıp çalışmadığının ispatlanamamış olduğunu ve tanık beyanlarının içeriğinin davanın kabulü açısından yeterli olmadığını istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
B- BAM KARARI
Davalı ... vekilinin, ..... 06/09/2016 tarih ve 2013/461 E.-2016/426 K. sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nun 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekilince, davacı vekili tarafından davanın hizmet tespiti olarak açıldığı, ıslah ile talebini daraltarak 1 günlük çalışmanın tespitini talep ettiği, ıslah ile talep sonucunun daraltılamayacağı, bunun feragat olduğu ve feragatin kabulü halinde davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulması gerektiği, davacının işe giriş bildirgesine istinaden bir gün çalıştığını ispatlayamadığını, ilk derece mahkemesi kararının eksik araştırma ve inceleme sonucunda verilmesi nedeniyle Gaziantep BAM kararının kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. Davacı, davalıya ait işyerinde 16.04.1985 tarihinden itibaren 1986 yılı Nisan ayına kadar davalıya ait işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiş, daha sonra ıslah dilekçesi ile sigortalılık başlangıç tarihinin 16.04.1985 olduğunun ve bir günlük hizmet süresinin tespitini istemiştir.
506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur.
506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ve 5510 sayılı Kanunun 7 ve 8. maddelerinde çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönünde düzenleme yapılmış olmakla, buna göre sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir ve kişiler ile sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü de, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından 6100 sayılı Kanun hükümleri kapsamında feragat olanaksız olduğu gibi sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da feragat edilemez. Ancak, anılan Kanunun 123. maddesinde düzenlenen hak kullanılabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkı saklı tutularak, davalının açık rızası ile dava geri alınabilir veya 150. maddede öngörülen hak ve olanaktan yararlanılarak dava takip edilmeyip yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucu elde edilebilir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında incelemeye konu dava değerlendirildiğinde, davacı vekili tarafından ıslah ile talep sigortalılık başlangıç tarihinin 16.04.1985 olduğunun ve bir günlük çalışmanın tespiti olarak daraltılmış ise de 04.05.2016 tarihli duruşmada ıslah dilekçesi elden tebliğ edilen davalı kurum vekili tarafından talebe muvafakat edilmediği, davanın hizmet tespiti davası olması nedeni ile feragat edilemeyeceği gözetilerek, davanın hizmet tespiti ve sigortalılık başlangıç tespiti olarak tefrik edilmesinin mümkün olmadığı, davaya konu sürenin “16.04.1985 tarihinden itibaren 1986 yılı Nisan ayına kadar” olduğu anlaşıldığından, mahkemece yapılacak iş davaların yeniden birleştirilmek suretiyle yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ........0. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ :.......... Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin......... dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 15.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.......