8. Hukuk Dairesi 2013/3467 E. , 2014/906 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Eşme Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/08/2012
NUMARASI : 2011/152-2012/298
İ.. B.. ile H.. B.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Eşme Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 01.08.2012 gün ve 152/298 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, dava dilekçesinde; mevki ve sınırlarını belirttiği taşınmazı babasının kendisine düğün hediyesi olarak verdiğini, o tarihten bu yana taşınmazın kendisinin tasarrufu altında bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında bir kısmının davalıya ait 105 ada 156 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını açıklayarak 105 ada 156 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olan kısmının tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya yöntemine uygun bir biçimde tebligat yapılmış, davalı davaya cevap vermemiş, yargılama oturumda ve keşif sırasında parselin tamamını kendisinin kullandığını, parselde bulunan evi ve damı kendisinin yaptığını, taşınmazın 1984 yılında babasından satın aldığını açıklayarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi zilyetlik ve hibe sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 996. maddeleri ile 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali tescil davasıdır.
Uyuşmazlık konusu taşınmaz 06.06.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında senetsizden arsa vasfıyla D. oğlu H.. B..’un 25 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulunduğu belirtilerek D.oğlu H.. B.. adına tespit edilmiş, tespitin 15.04.2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine bu şahıs adına tapu kaydı oluşmuştur.
HMK’nun 25/2 maddesine göre Kanun’la belirtilen durumlar dışında hakim, kendiliğinden delil toplayamaz. Kadastro Kanunu’nun 30. maddesine göre kadastro tutanaklarında beyanlarına başvurulan kişiler, bu beyanlarına gerekçe gösterilerek itiraz
edilmedikçe yeniden dinlenemezler. Genel Mahkeme niteliğindeki Eşme Sulh Hukuk Mahkemesi’nde tespit bilirkişilerinin res’en dinlenilmiş olması az önce açıklanan Yasa maddelerine aykırı olmuştur.
Mahkemece, tespit edilen üç yerel bilirkişiden sadece V. Ö. dinlenmiş, HMK’nun 196. maddesi anlamında tarafların vazgeçmesi olmadığı ve Mahkemece de bu yönde alınmış bir ara kararı bulunmadığı halde diğer yerel bilirkişilerin dinlenmemiş olması da doğru olmamıştır.
Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedeni dayalı olarak tapunun iptalini istemiştir. Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde de belirtildiği gibi hukuki niteliği yanında maddi olaylardan sayılan zilyetliğin, tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkün bulunmaktadır. Mahkemece, taraflara tanık listelerini sunmaları için süre ve imkan tanınmadan keşif sırasında hazır edilen birer davalı ve davacı tanığı dinlenerek hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; taraflara tanık listelerini sunmak üzere süre ve imkan tanınması, taraflar tanık listelerini sunduktan sonra mahkemece belirlenen yerel bilirkişiler ile taraflarca bildirilen tanıkların HMK’nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmaları, gelmedikleri takdirde zabıta yoluyla keşif yerinde hazır bulundurulmaları (HMK. m. 245), uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenilmeleri, yerel bilirkişi ve tanıklara uyuşmazlık konusu taşınmazın ya da bir kısmının kimin zilyetliğinde olduğu, zilyetliklerinin ne zaman başladığı ve ne şekilde devam ettiği sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çıkacak çelişkilerin HMK’nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılması olduğu halde eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.