17. Hukuk Dairesi 2015/19161 E. , 2018/12675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaa davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.12.2018 Salı günü davalı ... ve arkadaşları vekili Av. ... geldi.Davacı ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalılardan ..."ın müvekkili şirkete cari hesaptan 2008 yılında doğmuş milyonlarca Türk lirası borcu bulunduğunu, belirtilen şirket aleyhine İstanbul, Yalova ve ... İcra Müdürlüklerinde 2009 yılında açılan ve kesinleşmiş yüzlerce kambiyo takibi bulunduğunu, davalılardan ..."ın ... 43 ada 19 parselde kayıtlı gayrimenkuldeki 1/4 hissesini diğer davalı ..."na 04/02/2009 tarihinde 1324 yevmiye numaralı satış ile 70.000,00 TL bedelle devrettiğini, söz konusu satış işleminin haksız, kötü niyetli ve muvazaalı olduğunu, davalılardan ..."ın davaya konu gayrimenkuldeki 1/4 hissesini devrettikten sonra diğer davalı hissedarlar ..., ... ve ... Çakan"ın MK 732 uyarınca davalılardan ... aleyhine ...
Mahkemesinin 2009/57 esas sayılı dava dosyası ile 06/03/2009 tarihinde şufa davası açtığını, söz konusu davanın kabul edilerek ... parseldeki davalılardan ... adına kayıtlı 1/4 hisseye ilişkin tapu kaydının şufa nedeniyle iptali ile iptal olunan 1/4 hisse 3/12 hisse kabul edilip 1/12 şer hisse olarak ayrı ayrı diğer davalılardan ..., ... ve ... Çakan adlarına tapuya tesciline karar verildiğini, belirtilen karar da taraflarca muvazaalı olarak temyiz edilmeyerek 30/06/2009 tarihinde kesinleştiğini belirterek davalılardan ..."ın diğer davalı ... ile yapmış olduğu muvazaalı satış işleminin iptaline, söz konusu iptal kararı ile devre konu 1/4 hisse eski maliki davalı ..."a geri döneceğinden ...Asliye Hukuk Mahkemesinin ... esas 2009/164 karar sayılı ilamı ile 1/4 hissenin 3/12 şer hisse kabul edilerek diğer davalılardan ..., ..., ... Çakan"a Yalova Tapu Sicil Müdürlüğünce tesis edilen hükmen Tescil işlemlerinin de iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; tasarrufun iptali davasının açılabilme şartlarının bu davada mevcut olmadığını, davaya konu gayrimenkule ilişkin satışın gerçek bir satış olduğunu, ..."ın hissesini sattığını müvekkilinin emlakçı aracılığı ile öğrendiğini, satın alırken 400.000,00 TL bedeli banka aracılığı ile ..."a ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin bahse konu gayrimenkuldeki hisseyi 70.000,00 TL bedel ile değilde 400.000,00 TL bedel ile ..."na sattığını ve bu satışın bir emlak komisyoncusu aracılığı ile yaptığını, davacısının iddialarının asılsız ve bahse konu satışın muvazaalı olduğu iddiasının gerçek olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar ..., ... ve ... vekili; davacıya aciz vesikasını ibraz etmesi için süre verilmesini, ibraz etmediği takdirde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Dava borçlu ..."ın mal varlığını azaltmak, mal varlığını alacaklılardan kaçırmak amacı ile tasarrufun iptali amacı ile açılmış olup yapılan tasarruf sonucunda dava konusu edilen taşınmaz şufa davası ile diğer davalılar adına hükmen tescil edildiğinden ve yapılan tescil işlemi Mahkeme kararı
ile olduğundan hükmen tescilin iptaline karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır. (İİK.md.281) Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Öte yandan, tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan ... dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Aynı şekilde davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz cebri icra yolu ile satılması halinde de davalı 3. kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulur.
Somut olayda mahkemece; Dava borçlu ..."ın mal varlığını azaltmak,mal varlığını alacaklılardan kaçırmak amacı ile tasarrufun iptali amacı ile açılmış olup yapılan tasarruf sonucunda dava konusu edilen taşınmaz şufa davası ile diğer davalılar adına hükmen tescil edilmiş olup yapılan tescil işlemi Mahkeme kararı ile olduğundan hükmen tescilin iptaline karar verilemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Ancak; davalı hissedarlar Mümine, Müzeyyen ve Özgür yönünden dava konusu taşınmazda hissedar olup söz konusu tescili şuf’a davası açarak mahkeme ilamına dayalı olarak sağladıklarından mahkemenin bu yöndeki red gerekçesi ve davalı ..., Müzeyyen ve Özgür yönünden davayı reddi doğru ise de; bu durumda dava bedele dönüşeceğinden davalı 3.kişi Recep yönünden yukarıda sözü edilen tasarrufun iptali şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde değerlendirme yapılmaması doğru görülmemiştir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.