19. Ceza Dairesi 2020/6805 E. , 2020/19854 K.
"İçtihat Metni"
5607 sayılı Kanuna aykırı davranmak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Kırıkhan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2015 tarihli ve 2013/1041 Esas 2015/275 Karar sayılı hükmünün katılan ... vekili tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 07/10/2020 gün ve 2019/21523 Esas, 2020/12419 Karar sayılı kararıyla;
"Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Katılan ... İdaresi vekilinin temyiz talebinin sadece suçta kullanılan nakil aracının iadesine yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Suça konu eşyanın naklinde kullanılan sanığa ait nakil aracına ilişkin olarak iddianamede müsadere talebinde bulunulmadığı, yokluğunda verilen esas hakkındaki mütalaada ise aracın müsaderesi talebinde bulunulmasına rağmen sanığın ek savunmasının alınmadığı olayda, yerel mahkemece, nakil aracının müsaderesine yer olmadığına, aracın trafik kayıtları üzerindeki tedbir şerhinin karar kesinleştiğinde kaldırılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ortada hukuken geçerli bir hüküm bulunmadığından, katılan vekilinin NAKİL ARACININ İADESİNE DAİR TEMYİZ İSTEMİNİN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE," karar verilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ:
1-Temyiz isteminin reddine dair 1412 sayılı CMUK 317. maddesindeki düzenleme "Yargıtay, süresi içinde temyiz dilekçesinin verilmediğini veya beyanının yapılmadığını, hükmün temyiz edilemez olduğunu, temyiz edenin buna hakkı olmadığını görürse temyiz istemini reddeder, görmezse incelemesini yapar." şeklindedir. Öncelikle müsadere talebinin reddine dair hüküm temyizi kabil, katılan ... vekilinin Kaçakçılık dosyalarında katılan olma ve hükmü temyiz etme hakkı var ve katılan vekili temyiz dilekçesini süresinde vermiş olduğu hususunda hiç bir tereddüt yoktur. Temyize konu edilebilecek hükün iddianamede talep edilmemesine rağmen verilmiş ise usul ve yasalara aykırı hüküm tesis edilmiştir ve usul ve yasalara aykırı temyizi kabil hükmün bozulmasına karar verilmesi esastır. Yerel mahkeme hükmünün bozulması yerine temyiz isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasalara aykırıdır.
2-Ceza Hukuku alanında bir çok eserinden yararlandığımız ve doktrinde görüşlerine çok sayıda atıf yapılmak suretiyle kabul gören sayın Prof. Dr. Nurullah Kunter"in eserlerinde "kısmi kesinleştirme yasağı" adıyla diğer birçok akademisyenin de "hükmün bölünemezliği" adıyla yazdığı üzere, mahkeme hükmünün eyleme bağlı olan türev halleri elemden bağımsız olarak kesinleştirilemeyeceği gibi temyiz davasına da konu edilemez. İtirazımıza konu "nakil vasıtasının müsaderesi" hususu kaçakçılık davasında mahkumiyet hükmünden bağımsız olarak temyiz incelemesine konu edilemez. Zira müsaderenin hakılılığı veya haksızlığı hususu tartışılırken ilk cevaplanması gereken soru: Kaçakçılık suçu oluşmuş mudur? sorusudur. Sonra Kaçakçılık Kanunun 13. maddede sayılı diğer şartların oluşup oluşmadığı hususu tartışılarak temizin haklılığı veya haksızlığı değerlendirilebilecektir.
Buna göre katılan ... İdaresi vekilinin temyiz dilekçesinde yalnız kaçakçılık suçunda kullanılan nakil aracının müsadere edilmemesine dair kısmı yazmış olması suretiyle, doktrinde ittifakla kabul gören "kısmi kesinleştirme yasağı" aleyhine hükmün kısmen kesinleştiğini kabul edip,
a)Mahkumiyet hükmüne dair 7242 sayılı Kanun kapsamında yasa bozması yapılması,
b)Kabule göre de müsadere hususunun iddianamede talep edilmemiş olması,
Nedenleriyle yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekirken yazılı şekilde temyiz isteminin reddine dair yüksek Daire kararı usul ve yasalara aykırıdır.
SONUÇ VE İSTEM:
Yüksek Dairenizin itiraza konu 07/10/2020 tarih ve 2019/21523 esas 2020/12419 karar sayılı ilamının CMK 308/2-3 maddesi kapsamında itirazımıza binaen incelenmesi ve yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA karar verilmesi,
İtirazımızın yerinde görülmeyip reddi halinde yukarıda arz ettiğimiz itiraz nedenlerimizin bir kez de CMK 308/1-3 maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunca tartışılması ve ilamın talebimiz doğrultusunda BOZULMASI için dosyanın Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesine itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 07/10/2020 gün ve 2019/21523 Esas, 2020/12419 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Kırıkhan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2015 tarihli ve 2013/1041 Esas 2015/275 Karar sayılı mahkumiyet hükmünü içeren dosya yeniden görüşüldü:
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1) Nakil aracının müsaderesine yer olmadığı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Suça konu eşyanın naklinde kullanılan sanığa ait nakil aracına ilişkin olarak iddianamede müsadere talebinde bulunulmadığı, yokluğunda verilen esas hakkındaki mütalaada ise aracın müsaderesi talebinde bulunulmasına rağmen sanığın ek savunmasının alınmadığı olayda, yerel mahkemece, nakil aracının müsaderesine yer olmadığına, aracın trafik kayıtları üzerindeki tedbir şerhinin karar kesinleştiğinde kaldırılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ortada hukuken geçerli bir hüküm bulunmadığından, katılan vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
2) Mahkumiyet kararına yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"nun 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Kanun’nun 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"nun 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması,
Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. Maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.