15. Ceza Dairesi 2017/8469 E. , 2019/10601 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK"nın 204/1, 62, 53/1-3, 158/1-e, 62, 52/2-4, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ... ile sanık ... müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’nın eylemi gereğince iddianame ile hakkında kamu davası açılan suçun “tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık” suçu olduğu gözetilmeksizin, gerekçeli karar başlığında “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir hata olarak değerlendirilmiştir.
Sanık ...’nın, ... İnşaat Limited Şirketi’nin ortağı ve yöneticisi olduğu, keşidecisi... Kale İnşaat Limited Şirketi, lehdarı ... Limited Şirketi olan 21/11/2008 keşide tarihli 10.000 TL bedelli çek ile 23/12/2008 keşide tarihli 10.100 TL bedelli iki adet çekin sanık ... tarafından Akbank Mamak Şubesine ciro edilerek kredi alındığı ancak tahsil aşamasında çekler üzerinde ödemeden men talimatı bulunduğunun belirlendiği, sanık ...’un ise... Kale İnşaat Limited Şirketi’nin muhasebecisi olarak görev yaptığı ve yapılan incelemede çekler üzerindeki tanzim yazılarının sanık ... eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bu suretle sanık ... ’un nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını, sanık ...’un ise resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanığın, suça konu çekleri kendisine ortağı olan temyiz dışı sanık ...’ın getirdiğini beyan etmesine rağmen, ... tarafından bu savunmanın doğrulanmadığı, çeklerin alınmasına ilişkin olarak... Kale İnşaat Limited Şirketi ile aralarında ticari ilişki bulunduğuna dair herhangi bir belge de sunulmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçlardan mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiş olup, katılan ... Varlık Anonim Şirketi vekilinin 11/12/2013 tarihli duruşmada, sanığın çekler karşılığı aldığı kredi borcunu ödemediğine yönelik beyanı karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken TCK’nın 158/1-j maddesi yerine aynı Kanun’un 158/1-e maddesinin yazılması, sonuca etkili olmayan yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
a) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.03.1998 gün, 50/105, 01.06.1999 gün, 137/146, 10.10.2000 gün, 175/193, 23.10.2001 gün, 226/227 ve 30.05.2006 gün 173/145 sayılı kararlarında ve benzer nitelikteki içtihatlarında açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nın 225. (1412 sayılı CMUK’nun 257 ve 150) maddesi uyarınca hükmün konusunun iddianamede gösterilen fiilden ibaret olması karşısında, sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılmış kamu davası bulunmadığı ve sanık hakkındaki iddianamenin resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olduğu gözetilmeksizin, sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılama yapılarak mahkumiyet hükmü verilmesi,
b) Sanığın, Boztaş Kale İnşaat Limited Şirketi’nin muhasebecisi olarak görev yaptığı ve ifadesinde, çek yapraklarını tanzim ederek şirket ortaklarına bıraktığını beyan ettiği, sanığın savunmasının şirket yetkilisi tanık ...’un 19/06/2013 tarihli duruşmada alınan ifadesi ile doğrulandığı, çeklerin tanzim edildikten sonra ne şekilde sanık ...’nın eline geçtiğine dair hiçbir delil ve beyan bulunmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 31/03/2009 tarih ve 2008/6-256 Esas ve 2009/79 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olan olaylar ve iddiaların, sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, somut olayda, sanık ... tarafından çeklerin sanık ... ’a verildiğine dair mahkumiyete yeterli, somut delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan beraatine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 04/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.