
Esas No: 2015/7546
Karar No: 2016/778
Karar Tarihi: 26.01.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/7546 Esas 2016/778 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 05/06/2014 gün ve 2014/71 - 2014/80 sayılı kararı bozan Daire"nin 22/01/2015 gün ve 2014/14068 - 2015/890 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili;davalı firma adına "...", "... ", "... ", "... " ibareli markaların tescil edildiğini ancak "... " ibaresinin, ... iline bağlı bir ilçenin adı olduğunu ve ayırt edicilik niteliği taşımadığını, bu yüzden Mark KHK, 5 ve 7/a madde gereğince mutlak redde tâbi olduğunu, yaygın olarak bilinen ve tanınan" ...nun “...’dan doğduğunu ve özellikle “su” ürünü açısından malın üretildiği yeri bildirdiği için halkı yanıltabileceğini ve 7/1-f madde uyarınca mutlak redde tabi olduğunu ayrıca “... ...’nun” kadimden beri bilinen bir su olduğunu, suyun mülkiyetinin müvekkili belediyeye ait olduğunu ve önceleri elle doldurulan cam şişelerde “... Belediyesi ...” olarak pazarlandığını ve halka mal olduğunu, “... ...” sözcüklerinin ayırt edicilik vasfına sahip olmadığını, sözcüklerin bir işletmeyi değil bahsedilen suyu ifade ettiğini, Mark KHK 5. madde kapsamında marka olamayacağını, suyun kültürel bir değer olarak halka mal olması sebebi ile Mark KHK 7/h maddelerinin uygulanması gerektiğini, bu mutlak ret nedenlerinin gerçekleşmediği ve 7/son madde uyarınca ayırt edicilik kazanıldığı sonucuna varıldığı takdirde, gerçek hak sahibinin ve bu ismi kullanma yetkisinin uzun yıllardır bu alanda faaliyet gösteren müvekkili belediyeye ait olacağını, müvekkili belediyenin 23/05/1983 tarihinde .... ile ... Noterliği"nde sözleşme yaptığını, kullanma hakkını 25 yıllığına verdiğini, isme ilişkin kullanımın da sözleşmenin 12. maddesi ile belirlediğini ve anılan şirketle, 02/01/2004 tarihli sözleşme ile .... ibaresini kullanma hakkı verdiğini, sözleşmelerden anlaşılacağı gibi, isimlerinin kullanma haklarının ... Belediyesi"ne ait olduğunu, davalı ...."nin ise markalara haciz nedeni ile sahip olduğunu, ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan, “... ibareli “ 2003/20168 numaralı 29. 30. 32. sınıfta kayıtlı, 81678 sayılı 32. sınıfta kayıtlı “... ” ibareli; 85445 sayılı 32. sınıfta kayıtlı “... ...” ibareli markanın ve 2003/20169 sayılı 29 30 32. kayıtlı “... ” ibareli markaların hükümsüzlüğüne ve tescillerinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, davaya konu .... nolu marka yönünden davanın reddine, diğer markalar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 3,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 265,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 26/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.