Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13546
Karar No: 2014/1070
Karar Tarihi: 23.01.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/13546 Esas 2014/1070 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/13546 E.  ,  2014/1070 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 30/04/2012
    NUMARASI : 2010/143-2012/122

    H.. Ö.. ile H. ve O. Köyü Tüzel Kişiliği ve Yemlice Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 30.04.2012 gün ve 143/122 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, sınırlarını dava dilekçesinde belirttiği yaklaşık 100.000 m² yüzölçümündeki taşınmazın babasından miras yolu ile kendisine intikal ettiğini, yaklaşık olarak 60 yıldır nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu, tarla ve biçenek olarak kullanıldığını ileri sürerek kadastro çalışması yapılmayan yerde bulunan dava konusu taşınmazın TMK"nun 713 maddesi gereğince adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davacının dava konusu taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığını, davacının zilyetliğinin ne zaman başladığının ve ne şekilde devam ettiğinin dava dilekçesinde açıklanmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı O. Köyü Tüzel Kişiliği ile Y. Köyü Tüzel Kişiliği usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamış, yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
    Mahkemece; O.Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile teknik bilirkişinin 25/05/2011 havale tarihli raporunda A harfi ile gösterdiği 58285,7 m²"lik yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK"nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan yargılama hüküm kurmaya yeterli değildir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın bulunduğu Y. Köyü"nde kadastro çalışması yapılmamıştır. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
    Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Mahkemece, nizalı taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin tespiti bakımından hava fotoğrafı uygulaması yapılmış ise de, incelenen 1958 ve 2001 tarihli hava fotoğrafları hüküm kurmak için elverişli değildir. Hava fotoğraflarının en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1980 – 1990 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotoğrametrik paftaların Kadastro İl Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulması, jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendislerinden oluşacak üç kişilik bilirkişi kurulu ile yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte uygulanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazın davacı tarafça emek ve para sarf edilerek imar ihya edilip edilmediği, imar ihyanın ne zaman başladığı, para ve emek sarfının ne şekilde yapıldığı, zilyetliğin nasıl devam ettiği, yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, hava fotoğrafları ile paftalarının çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu, uzman bilirkişilerden Yargıtay ve tarafların denetimine açık, gerekçeli, karşılaştırmalı rapor istenmesi gerekmektedir. HUMK"nun 366. (HMK.m.290/2). maddesi uyarınca bilirkişi olarak tayin edilecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresini gösterir biçimde yakın plan ve panoramik renkli fotoğrafları çektirilerek Mahkeme Hakimince onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, fotoğraflar üzerinde teknik bilirkişice yerin işaretlenmesi gerekmektedir. Eksik incelemeyle karar verilemez.
    Ayrıca, dosya içerisindeki İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü"nün 03.06.2013 tarihli yazı cevabının eki krokiye göre dava konusu taşınmazın bir kısmının tahsisli mera alanı içerisinde kaldığı görülmekte; ancak aynı yazıda dava konusu yerin şahıs arazileri kapsamında kaldığı belirtilmektedir. Bu nedenle bahsi geçen yazı cevabı içeriği ile ekli krokinin çelişkili olduğu anlaşılmaktadır. Bir yerin, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tapu siciline tescil edilebilmesi için özel mülkiyete elverişli yerlerden olması gerekir. 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 3/d maddesinde, meralar, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerler olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 4. maddesi, meraların özel mülkiyete geçirilemeyeceğini, amaçları dışında kullanılamayacağını, kazandırıcı zamanaşımının uygulanamayacağını ve sınırlarının daraltılamayacağını düzenlemiştir. Böyle yerlerin mera niteliği kanunlarda belirtilen yetkili organlarca değiştirilmedikçe özel mülkiyete konu olamaz ve tapu siciline tescil edilemez. Dava konusu taşınmazın öncesinin mera niteliğindeki yerlerden olup olmadığı hususunun araştırılması gerekmektedir.
    Bir yerin öncesinin veya şimdiki durumunun tahsisli veya kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabidir. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu halde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar.
    HGK"nun 30.10.1991 tarih 1991/8-427-544 ve 3.5.1995 tarih ve 1995/17-149-502 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, bir yerin yetkili merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi, zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Öncesi mera niteliğinde olmayan yerlerin, yetkili merci tarafından mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda, mera olarak tahsisin
    yapıldığı tarihe kadar kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Gerçek kişinin zilyetliğinin, mera tahsisinin yapılmasıyla kesintiye uğradığı kabul edilmelidir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de, kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise, hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Kadim meralardaki zilyetlik süresi neye ulaşılırsa ulaşsın kazanılmazlar. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; çekişme konusu taşınmazın, tahsisli veya kadim mera olup olmadığının yöntemine uygun olarak araştırılması ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesidir.
    Taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının Özel İdare Müdürlüğü ile Tarım Müdürlüğünden sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp, nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir. Saptanacak niteliğe göre, yukarıda açıklanan hususlarda düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli ve uygun şekilde mera araştırması yapılmamış olması isabetsizdir.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi