
Esas No: 2014/13344
Karar No: 2014/13344
Karar Tarihi: 10/1/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
SABRİ YILMAZ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/13344) |
|
Karar Tarihi: 10/1/2018 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Nuri
NECİPOĞLU |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ |
Raportör |
: |
Volkan
ÇAKMAK |
Başvurucu |
: |
Sabri YILMAZ |
Vekili |
: |
Av. Davut
YILMAZ |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, vergi cezasının iptali istemiyle açılan davada
hatalı karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu, yurt dışından ceviz ithal etmiştir. Serbest
dolaşıma giriş beyannamelerinde ürünlerin değerini eksik bildirdiğinden bahisle
başvurucu aleyhine cezalı gümrük ve katma değer vergisi tahakkuku yapılmıştır.
Başvurucunun söz konusu işleme karşı yaptığı itiraz Orta Akdeniz Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürlüğünün 27/5/2013 tarihli işlemi ile reddedilmiştir.
Başvurucu 27/5/2013 tarihli işlemin iptali istemiyle Mersin 2. Vergi Mahkemesi
(Mahkeme) nezdinde dava açmıştır.
7. Mahkeme 29/11/2013 tarihli kararıyla öncelikle başvurucunun
Amerika Birleşik Devletleri"nden ithal ettiği ürünlerin 36.000 $ olarak beyan
edilen kıymetinde tereddüte düşülmesi nedeniyle
Mersin Gümrük Müdürlüğü tarafından inceleme yapıldığını tespit etmiştir.
İnceleme sonucu, Amerika Birleşik Devletleri Gümrük ve Sınır Koruma kayıtlarına
göre ithal edilen ürünlerin değerinin 63.933 $ olduğunun anlaşıldığını
vurgulayan Mahkeme tespit edilen fark üzerinden cezalı katma değer vergisi
uygulandığını belirlemiştir. Mahkeme 5/11/2013 tarihli ara kararıyla
başvurucudan ithal ettiği ürünlerin gerçek değerinin 36.000 $ olduğunu ortaya
koyan belgeleri, kayıtları sunmasını istemiştir. Talep edilen belgelerin
sunulamaması üzerine Mahkeme, yapılan vergi incelemesi sonucu ulaşılan değer
üzerinden cezalı vergi tarhiyatı yapılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık
bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmetmiştir.
8. Ret hükmü Adana Bölge İdare Mahkemesinin 19/3/2014 tarihli
kararıyla onanmıştır. Karar düzeltme istemi de aynı Mahkemenin 11/6/2014
tarihli ilamıyla reddedilmiştir.
9. Başvurucu, Adana Bölge İdare Mahkemesinin 17/4/2014 tarihli
ilamını 4/6/2014 tarihinde tebellüğ etmesinin ardından 4/7/2014 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 10/1/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
11. Başvurucu; ceza yargılamasında beraat etmesine karşın cezalı
vergi tarhiyatı işleminin hukuka uygun bulunduğunu, Vergi Mahkemesi tarafından
hatalı karar verildiğini belirterekadil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
B. Değerlendirme
12. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan, B.
No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, uyuşmazlık konusu işlem ve yargılama
sonucu verilen karar nedeniyle Anayasa"nın 10. ve 36. maddelerinin ihlal
edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, Anayasa"nın farklı maddelerini temel
almak suretiyle ihlal iddiasında bulunmuş ise de şikâyetlerin özü dava konusu
işlemin hukuka aykırı olduğu ve Mahkeme tarafından hatalı karar verildiği
iddialarına yönelik olduğundan şikâyetin yargılamanın sonucu itibarıyla adil
olmadığı iddiası kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
13. İlke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış
maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk
kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru
incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve
sonuçlarının bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve
özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No:
2012/1027, 12/2/2013, § 26).
14. Adil yargılanma hakkı bireylere dava sonucunda verilen
kararın değil yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme
imkânı verir. Bu nedenle bireysel başvuruda adil yargılanmaya ilişkin
şikâyetlerin incelenebilmesi için başvurucunun yargılama sürecinde haklarına
saygı gösterilmediğine, yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve
görüşlerden bilgi sahibi olamadığı veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme
fırsatı bulamadığı, kendi delillerini ve iddialarını sunamadığı ya da
uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi
tarafından dinlenmediği veya kararın gerekçesiz olduğu gibi mahkeme kararının
oluşumuna sebep olan unsurlardan değerlendirmeye alınmamış eksiklik, ihmal ya
da açık bir keyfîliğe ilişkin bir bilgi ya da belge
sunmuş olması gerekir (Nadi Karakoç,
B. No: 2013/2767, 2/10/2013, § 22).
15. Ceza ve ceza muhakemesi hukuku ile vergi hukukunun farklı
kural ve ilkelere tabi disiplinler olduğu açıktır. Ceza yargılamasında mevcut
ispat koşullarının, kanıt araçlarının, maddi gerçeğe ulaşma yönündeki amaca
dair irdelemenin vergi yargısı alanında da geçerli olduğunu söylemek mümkün
değildir. Somut olayda idari yargı mercii idarenin vergi incelemesi sonucunda
edindiği belgeler uyarınca ithal edilen ürün bedelinin eksik bildirildiğinin
anlaşıldığını, başvurucunun da bunun aksini kanıtlayan belge sunamadığını
tespit etmiştir. Vergi yargısında idari işlemin mevzuata uygun olup olmadığı
yönünde ceza yargısına göre farklılık gösteren ispat standardında yapılan
değerlendirme ile yukarıda belirtilen (bkz. § 7) gerekçe doğrultusunda ret
hükmü kurulmuştur. Ayrıca, Yargıtay dosya sorgu sisteminden yapılan inceleme
sonucu, başvurucunun resmi belgede sahtecilik suçundan beraat etmesine ilişkin
Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/5/2014 tarihli kararının henüz
kesinleşmediği anlaşılmıştır. Bununla birlikte ceza yargılamasında aynı
deliller üzerinden yapılan değerlendirmenin, vergi yargısı tarafından yapılan
hukuki değerlendirmeyi bağladığı söylenemez. Kararda bariz takdir hatası veya
açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da
tespit edilmemiştir.
16. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, derece
mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına
ilişkin olup Mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate
alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
anlaşılmaktadır.
17. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir..
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
10/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.