
Esas No: 2016/16113
Karar No: 2017/5868
Karar Tarihi: 24.04.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/16113 Esas 2017/5868 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının arttırımı-yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın tavzihine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, tavzih dilekçesi ile nafakaların hangi tarihten itibaren artırılacağının kararda belirtilmediğini ileri sürerek dava tarihinden itibaren artacağı konusunda hükmün tavzihine karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı, davacının temyiz etmediği bu konunun tavzihini isteyemeyeceğini, nafakaların tarih belirtilmediğinden karar tarihi itibari ile artırıldığını belirterek tavzih talebinin reddini istemiştir .
Mahkemece, tavzih talebinin kabulüne karar verilmiş, nafakaların dava tarihinden itibaren artacağı konusunda hüküm tavzih edilmiş, tavzih kararını davalı vekili temyiz etmiştir .
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hükmün Tavzihi” başlıklı 305. maddesinde, hüküm yeterince açık değilse veya yerine getirilmesinde duraksama uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, yerine getirilmesi tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya duraksama ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği açıklanmıştır. Tavzih yoluyla hüküm fıkrası değiştirilemez ve hükmün infazından sonra tavzih yapılamaz.
Mahkemece, tereddüt oluşacağı gerekçesiyle hükümde değişiklik yapılmış ise de, hükümde tereddüt oluşturan ifade olmadığı, anılan değişikliğin davalının hakkını daralttığı, hükümde tarih olmadığında nafakaların karar tarihinden itibaren artacağının açık olduğu anlaşılmaktadır. Davacının talebi tavzihe konu olamayacağından, mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.