Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3889
Karar No: 2016/1187
Karar Tarihi: 09.02.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/3889 Esas 2016/1187 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/3889 E.  ,  2016/1187 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    .

    Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/10/2014 tarih ve 2013/554-2014/358 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09/02/2016 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin kiracısı olduğu taşınmazlarda işlettiği restoranı, 05.08.2010 tarihli sözleşme ile davalıya devrettiğini, davalının restoranı devralmasına rağmen sözleşmede öngörülen ödemeleri yapmadığını, davalının sözleşmedeki yükümlülüklerine aykırı davranması halinde yapılacak ihtardan itibaren 30 gün içinde restoranı boşaltarak davacıya teslim edeceğinin yine sözleşmede düzenlendiğini ileri sürerek, davalının söz konusu restoranı işletme hakkı olmadığının tespitine, işletmeye müdahalesinin önlenmesine, işletmenin davacıya bırakılmasına, sözleşme uyarınca ödenmesi gereken 46.014,95 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı tarafından müvekkiline devredilen işletmenin bulunduğu yapının ayıplı olduğunu ve bu durumun müvekkilinden gizlendiğini, imara ve yapı ruhsatına aykırı olarak yapının büyük bir kısmının belediye tarafından yıkıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu işletmenin devrine ilişkin sözleşmenin 05.08.2010 tarihinde imzalandığı, restoranın üzerinde bulunduğu taşınmazın malikleri ile davacı kiracı tarafından imzalanarak belediyeye verilen 29.04.2003 tarihli taahhütnamede, söz konusu parselde muvakkat tadilat projesine aykırı olarak yapılacak yapıların yıkımına itiraz edilmeyeceğinin ve belediyenin izni olmadan yapının 3. şahıslara devredilmeyeceğinin taahhüt edildiği, mahallinde 15.09.2011 tarihinde yapılan tespitte taşınmazın boş olduğunun görüldüğü, yıkım kararının davalıya 24.05.2011 tarihinde tebliğ edildiği ve 08.06.2011 tarihine kadar yıkımın yapılmasının istenildiği, dolayısıyla bu tarihten sonra taşınmazın kullanımının fiilen mümkün olmadığı, taşınmazın devir olgusunun dahi davacı tarafça kanıtlanamadığı, davacının kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinin ihlal edildiği iddiasına dayalı olarak müdahalenin önlenmesi ve sözleşme uyarınca ödenmesi gereken bedellerin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı taraf, işlettiği restoranı 05.08.2010 tarihli sözleşme ile davalıya devrettiğini, sözleşme uyarınca kendisinin üçüncü kişilere olan vadeli borçlarının, davalı tarafından ödeneceğini, ancak davalının bu ödemeleri gerçekleştirmediğini ve bu ödemelerin kendisi tarafından yapıldığını, yine işletmenin bulunduğu taşınmazın maliklerine kira bedellerinin de ödenmediğini, davalının sözleşmeye aykırı davranması halinde işletmenin davacıya iadesinin sözleşmede öngörüldüğünü ileri sürmüş, davalı ise sözleşmenin kuruluş aşamasında davacının, işletmenin ayıplı olduğunu hile ile kendisinden gizlediğini, işletmenin bulunduğu binanın imar durumuna, projelerine ve yapı ruhsatına aykırı bir şekilde inşa edildiği için belediye tarafından yıkım kararı alınarak kendisine tebliğ edildiğini savunmuş, mahkemece de davacı ve işletmenin bulunduğu taşınmazın malikleri tarafından ilgili belediyeye verilen taahhütname de, belediyenin izni olmadan taşınmazın üçüncü kişilere devredilmeyeceğinin taahhüt edildiği, mahkeme aracılığıyla 15.09.2011 tarihinde yapılan tespitte işletmenin boş olduğunun görüldüğü, yıkım kararının davalıya 24.05.2011 tarihinde tebliğ edilerek 08.06.2011 tarihine kadar yıkımın yapılmasının istenildiği, dolayısıyla işletmenin bu tarihten sonra kullanımının fiilen mümkün bulunmadığı, sözleşme tarihinden sonra işletmenin vergi kaydının kim adına olduğunun belli olmaması nedeniyle işletmenin davalıya devredildiğinin de ispatlanamadığı, davacı tarafça yapılan ve sözleşme uyarınca davalıdan tahsili istenilen ödemelerin, yıkım kararının davalıya tebliğinden sonraki tarihli olması karşısında davacının kötü niyetli olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de yapılan değerlendirme dosya kapsamı ile uyuşmamaktadır.
    Gerek dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 75. maddesi ve gerekse de yargılama sırasında yürürlüğe girmiş bulunan 6100 sayılı HMK"nın 25. maddesi uyarınca hakim, tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup somut olayda davalı tarafça, davaya konu işletmenin kendisine teslim edilmediği yönünde bir savunmada bulunulmadığı gibi dosyada mevcut davalının davacıya gönderdiği 01.08.2011 tarihli ihtarnamede de açıkça işletmenin davalıya devir ve temlik edildiği belirtilmesine rağmen işletmenin devir ve teslim edildiğinin kanıtlanamadığı hususunun davanın reddine gerekçe yapılması doğru olmamıştır. Öte yandan, davanın reddine bir diğer gerekçe olarak gösterilen 29.04.2003 tarihli taahhütname de, davacı ile işletmenin üzerinde bulunduğu taşınmazın malikleri tarafından ilgili belediyeye verilmiş olduğundan, bu taahhütnameye ancak taahhütnamenin muhatabı olan belediyenin dayanması mümkündür. Yine, davacı tarafından sözleşme uyarınca davalının yaptığı ödemelerin kendisi tarafından yapıldığı ileri sürülerek bu ödemelerin de tahsili istenilmiş ve mahkemece de bu ödemelerin hangi tarihlerde muaccel olduğu dahi araştırılmaksızın sırf yıkım kararının tebliğinden sonra yapılmış olmasının davacının kötü niyetini gösterdiğine ilişkin gerekçe de yerinde görülmemiştir. O halde mahkemece, işletmenin sözleşme uyarınca davalıya devredildiğinin kabulü ile tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda işletme devir sözleşmesinin ifasının mümkün olup olmadığının, ifası mümkünse sözleşme uyarınca söz konusu işletmenin davacıya devrinin gerekip gerekmediğinin ve talep edilen ödemelerden davalının sorumlu bulunup bulunmadığının, şayet sözleşmenin ifası mümkün değil ise bundan kimin sorumlu olduğunun belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    .



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi