3. Hukuk Dairesi 2016/9964 E. , 2017/6233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,12/11/2010 tarihinde saat 09:30 civarlarında,.... ..... İşletme Şefliğinin elektrik hatlarını yer altına alma çalışmaları esnasında, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucunda meydana gelen faz çalışmasından dolayı.... Kaymakamlık binası,.... İlçe Jandarma Komutanlık binası ve.... İlçe Emniyet Müdürlüğü binalarında bulunan İlçe Nüfus Müdürlüğünün, Mal Müdürlüğünün, Tapu Sicil Müdürlüğünün, Mili Eğitim Müdürlüğünün, Kaymakamlık makam odasının, Özel İdare Müdürlüğü odasının, Sosyal Yardımlaşma Vakıf odasının, İlçe Jandarma Komutanlığının, İlçe Emniyet Müdürlüğünün, Halk eğitim Müdürlüğünün, kullandığı bazı cihazların zarar gördüğünü; buna ilişkin tutanak tutulduğunu ve.... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/8 değişik iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını; 2010/8 değişik iş sayılı tespit dosyasında, her bir kurumda oluşan zararın ayrı ayrı belirtilmiş olduğunu, meydana gelen toplam zararın 25.403,00 TL olarak tespit edildiğini, davalının kusuru sonucu meydana gelen zararın ödenmesi için ..... İl Müdürlüğüne müracaat edilmesine rağmen, hasarın ödenmesinin mümkün olmadığının bildirildiğini ileri sürerek; 25.403,00 TL zararın tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, açılan davayı kabul etmediklerini , kurumun kusurunun bulunmadığını, çok sayıda kuşun aynı anda enerji nakil hattına konması ve aniden ve aynı anda hepsinin birden kalkması ile iki enerji telinin birbirine değdiğini, mücbir sebebin var olduğunu, talep edilen zarar miktarının fahiş olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 10.01.2014 tarih ve 2012/525 E. 2014/31 K. sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne ve 4.466,13 TL zararın, tespit tarihi olan 12.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 19.02.2015 tarih ve
2014/9573 E. 2015/2596 K. sayılı ilamı ile ""hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilmesine karşın, ....." tan arıza kayıt belgeleri istenmeden, davacının iddia ettiği zararın meydana geliş sebebi ile ilgili bir tespit yapılmadan, davalı şirketin faaliyeti ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, zarardan sorumlu olup olmadığı araştırılmadan; yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş"" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve 4.466,13 TL zararın tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi iile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Somut olayda, mahkemece; bozmaya uyma kararı verilmiş ise de, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; mahkemece bozma ilamı doğrultusunda bir araştırma yapılmamış, sadece davalı taraftan dava konusu olaya ilişkin oluşturulan arıza kayıt belgeleri istenilmiş, gelen belge ve hükme esas alınan bilirkişi raporu ile ve dava öncesinde tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda, olayın faz çakışmasından meydana geldiğinin belirtildiği, buna göre raporların birbiri ile uyumlu olduğu gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacı tarafın iddiası,.... ..... İşletme Şefliğinin elektrik hatlarını yer altına alma çalışmaları esnasında, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucunda meydana gelen faz çakışmasından olayın meydana geldiğine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise olayın meydana geliş sebebi, ""olay günü ..... tarafından yapılan elektrik hatlarının yeraltına alma çalışmaları esnasında güvenlik tedbirleri alınmadan ve elektrik enerjisi kesilmeden elektrik hattı üzerinde çalışma yapılmıştır, bu çalışmalar sonucunda faz çakışması meydana gelmiş"" şeklindeki tespit dosyası bilirkişi raporundaki ifadeler dikkate alınarak belirlenmiştir.Bu durumda, hükme esas alınan bilirkişi raporunun olayın meydana geliş sebebi hakkında ayrı bir inceleme ve değerlendirme yapmadığı, tespit dosyasındaki bilirkişi raporundaki ifadeler kapsamında olayın faz çakışmasından ileri geldiğine değinilerek, yazılı değerlendirmede ve hesaplamada bulunmuştur.
Bozma ilamı sonrasında davalı taraftan istenilen müzekkere cevabında, olay tarihine ait herhangi bir arıza kaydına ve görev defterine rastlanılmadığı, ancak.... İlçe İşletme şefliği tarafından tutulan tutanağın ekte gönderildiği belirtilmiştir. Söz konusu 12.11.2010
tarihli tutanak daha öncesinde de dosyada mevcut olup, içeriğinde iletkenlere kuş sürüsünün konması neticesinde iletkenler arası kısa devre oluştuğu ve ani voltaj yükselmesi sonucu geçici arıza meydana geldiği, gelen ihbarlar üzerine Park kabin trafosunun devre ışı bırakıldığı, yüklenici tarafından yapılan yer altı şebekesi ve abone bağlantılarında herhangi bir montaj ve bağlantı hatası tespit edilmediği, geçici arızanın olduğu gün herhangi bir abone bağlantısı ve çalışması olmadığının belirtildiği görülmüştür.
Buna göre, davacı tarafın iddiası ile davalı taraftan alınan müzekkere cevabı birlikte değerlendirildiğinde, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, bozma ilamı doğrultusunda bir araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunun maddi vakaya uygun olmadığı,anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece, dairemizin bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişi heyetinden, dava konusu olayın meydana geliş sebebi ve davalı şirketin faaliyeti ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, davalının zarardan sorumlu olup olmadığı ve meydana gelen zarar miktarı konusunda, tarafların itirazlarını da karşılayacak şekilde, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.