11. Hukuk Dairesi 2015/6848 E. , 2016/1237 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada...Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/03/2015 tarih ve 2014/119-2015/213 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket adına TPE nezdinde tescilli 2010/01534 ve 2012/04598 nolu endüstriyel tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliği taşımadığını ileri sürerek, 01534 nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne, 04598 nolu tasarım yönünden ise ihtiyati tedbir kararı uygulanmasına karar verilmesini talep etmiş; yargılama aşamasında 04598 nolu tasarıma yönelik bir taleplerinin olmadığını, bu tasarımın dava dilekçesine sehven ve maddi hata ile yazıldığını belirtmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik özellikleri bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalının 2012/04598 nolu tasarıma ilişkin davası bulunmadığından bu konuda karar ittihazına yer olmadığına; 2010/01534/1 nolu tasarımın .... adına 12.11.2008 tarih ve 000686340 sayı ile tescilli marka örneğindeki ürün ile 2010/01534/3, 4, 2 nolu tasarımların ise sırası ile yine aynı şirket adına... nezdinde 09/03/2007 tarih ve 000686340/1,2-4,3 sayı ile tescilli tasarımlarla aynı görünüme sahip olduğu, yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne davalı adına TPE nezdinde 2010/01534 numarası ile davalı adına tescilli bulunan tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davalı adına tescilli endüstrüyel tasarım belgelerinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 136/f.1. maddesi hükmü uyarınca, davacı, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalı da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebilir. Aynı Kanun"un 137/(1). maddesinde dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme duruşmasının yapılacağı, (2). fıkrasında ise ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve gerekli
kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği açıkca yazılı olmasına rağmen, mahkemece davacı tarafından dosyaya ibraz edilen cevaba cevap dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğ edilmediği gibi, dosya bu hali ile bilirkişiye tevdi edilmiş, davalı vekilinin gerek bilirkişi raporuna vaki itirazlarını içeren dilekçesinde gerekse yargılama aşamasında bu hususa yönelik itirazları ise hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilerek, bu eksikliğin giderilmesi yoluna gidilmemesi doğru görülmemiş olup, hükmün bu nedenle temyiz eden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Kabule göre, davacı dava dilekçesinde davalı adına TPE nezdinde 02.07.2012 tarih ve 04598 no ile tescilli kek tasarımının da yenilik ve ayırt edicilik özelliğine sahip olmadığını ileri sürerek, mezkur tasarımın da hükümsüz kılınmasını talep etmiştir. Her ne kadar davacı vekili, 13.01.2015 tarihli dilekçesi ile 04598 nolu tasarımın dava dilekçesine sehven ve maddi hataya dayalı olarak yazıldığını, bu tasarıma yönelik herhangi bir taleplerinin bulunmadığını belirtmiş ise de, davacının bu açıklaması 04598 nolu tasarıma ilişkin talebinden vazgeçme mahiyetinde olup, 6100 sayılı HMK"nın 123. maddesi gereğince davalının bu vazgeçme beyanına açıkca muvafakatinin bulunmadığı gözetildiğinde, bu tasarım yönünden de yenilik ve ayırt edicilik incelemesi yapılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu tasarım yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, (3) bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.