
Esas No: 2015/4389
Karar No: 2017/364
Karar Tarihi: 23.01.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/4389 Esas 2017/364 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 02/07/2011 tarihinde davalı ... i"nin sevk ve idaresinde bulunan davalı ... Turizm Taş. Oto. Gıda Ürünleri Tm.Hiz.İletişim San. ve Dış Tic. Ltd.Şti"nin işleteni/maliki olduğu aracın bina önünde oturan davacı ..."e çarpması sonucu yaralandığını, davalı sürücünün olay sırasında ehliyetsiz ve alkollü bir şekilde araç kullandığını, davacının olayda hiçbir kusurunun bulunmadığını, olay nedeniyle sol bacağında fonksiyon kaybı oluştuğunu, ayrıca eşi ve çocukları olan diğer davacıların ise kaza nedeniyle derin bir elem ve üzüntü duyduklarını belirterek... için 70.000,00 TL, Hayrinaz için 30.000,00 TL, diğer davacılar için 10.000,00 TL"şer olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; kazanın dava dışı ve araç içerisinde bulunan ... isimli şahsın davalı ..."i darp etmesinden kaynaklı olduğunu, kusur yönünden bu hususun da dikkate alınması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... için 25.000 TL, davacı ... için 10.000 TL, davacı ..., ... ve ... için ayrı ayrı 5.000 TL"şer olmak üzere toplam 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/07/2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bedensel zarar kavramına, "ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı", "ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü" gibi hallerin de girdiği kabul edildiğine göre; eğer bir kimsenin cismani zarara maruz kalması sonucunda, onun ana, baba, eşi, çocukları gibi çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa onlar da manevi tazminat talep edebilirler. Çünkü bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı vardır ve zararlarının niteliği itibariyle onların da ihlal edilen normun (TBK 56) koruma amacı içinde bulunduklarının ve hukuka aykırılık bağının gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Başka bir anlatımla, böyle hallerde, yansıma yoluyla değil, doğrudan doğruya zarara maruz kalma söz konusudur.Nitekim aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2014 gün ve 2013/21-2219 Esas 2014/411 Karar sayılı kararında da açıkça ifade edilmiştir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 05.06.2015 ESAS NO: 2013/21-2215 KARAR NO:2015/1487)
6098 sayılı BK. md. 56 hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976
günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, yaralanan kişinin eş ve çocukları için takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.