
Esas No: 2014/9361
Karar No: 2015/680
Karar Tarihi: 21.01.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/9361 Esas 2015/680 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; 8635 ada 12 parsel yönünden davanın reddine, diğer parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 13.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı belediye vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 2981 sayılı Yasanın 10/son maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 22.03.2013 tarihli ve 2013/1516 Esas, 2013/2263 Karar sayılı bozma ilamı ile özetle “...dava konusu 8635 ada 1 ve 8647 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davalı Hazinenin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, çekişmeli 8635 ada 12 parsele ilişkin olarak, dava dışı ...’ye verilen tapu tahsis belgesi iptal edildiğinden, bu parsel yönünden 2981 sayılı Yasanın 10/son maddesindeki koşulların oluştuğunu kabul etme olanağı yoktur. Öyleyse, 8635 ada 12 parselle ilgili davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde davanın kabulüne hükmedilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu 8635 ada 1 parsel ve 8647 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili verilen karar kesinleştiğinden bu taşınmazlarla ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu 8635 ada 12 parselle ilgili açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı belediye vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.