17. Hukuk Dairesi 2014/22302 E. , 2017/495 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... Konf. İhr. Paz. San. A.Ş, hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı fabrikayı 01.02.2008 tarihinde davalı ... Boya San. Ve Tic. A.Ş’ye sattığını, belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı ... Boya San. Ve Tic. A.Ş. vekili, taşınmazı 1.600.000,00 USD karşılığında raiç bedelden satın alındığını, yapılan protokol ile borçlunun işçilerinin çalışmaya devam etmek isteyenlerin yeniden sözleşme ile çalışmaya devam ettiklerini, fabrikanın alımı için kredi kullandıklarını, davanın görülebilmesi için gerekli koşullarını bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu şirket,duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında fahiş fark bulunmadığı, davalı üçüncü kişi şirketin uygun şartlarda büyümek istemesinin ticari hayatın vazgeçilmezlerinden olduğu ve işlemin koruması gerektiği, davacı tarafın muvazaa ve ızrar kastını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Aynı Yasanın 280/1. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde
tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesi"yle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen bedeli arasında fahiş fark bulunmamakla birlikte dava konusu taşınmazın fabrika işyeri olduğu sabit olup maddede belirtilen devir koşullarının gerçekleştiği iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda davalılar arasındaki satış işleminin işyeri devri mahiyetinde olduğu anlaşıldığından davanın İİK 280.madde gereğince kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
Ancak dosya içerisindeki belgelerden, dava konusu taşınmazın ... 10. İcra Müdürlüğü"nün 2010/794 sayılı takip dosyasından dava dışı ... Türk Bankası tarafından davalı üçüncü kişi ... San. Ve Tic. A.Ş. borcundan dolayı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, anılan takip dosyasınında incelenerek İİK’nun 283.maddesi gereğince davanın bedele dönüşüp dönüşmediğininde değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.