Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2629
Karar No: 2016/1126

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2629 Esas 2016/1126 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/2629 E.  ,  2016/1126 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tüzel kişiliği tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... tüzel kişiliği vekilinin ... Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu 01/06/2005 havale tarihli dava dilekçesi ile, ... ili, ... ilçesi, ... köyü hudutları dahilinde bulunan kuzey hududu davalı ... sınırı olan cenkelek ile çevrili diğer hudutları ise davacı ... merası ile çevrili olan ... Kayası mevkiindeki meranın kadimden beri müvekkili ... köyü tüzel kişiliği tarafından kullanıldığını, dava konusu taşınmazın davacı köy tüzel kişiliğince fidanlama amacıyla ... İşletmesine tahsis ediliğini, ancak davalı köy tarafından fidanlama işlemi engellenmek sureti ile dava konusu meraya müdahalede bulunulduğunu, bu müdahalenin iki köy arasında sınır ihtilafının doğumuna sebebiyet verdiğini, dava konusu taşınmazın 13/09/1934 tarihli sınır tespit krokisinde de davacı köy hudutları içerisinde tespit edildiğini, bu krokinin ... köyü ile sınır olan ... (...), ... (...) köyleri ile davalı ... ihtiyar heyetinin müşterek imzaları ile düzenlendiğini, sınır tespit krokisinden de anlaşılacağı üzere ... (...) ile ... köyü arasındaki sınırın ... suyu olarak belirtildiğini, tüm bu sebeplerle müvekkili köy tüzel kişiliğine ait dava konusu meraya davalı köy tüzel kişiliğinin müdahalesinin men"i ile iki köy arasındaki sınırın sınır tespit krokisindeki gibi tespiti istemiyle dava açmıştır.
    2008 yılında yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı taşınmaz 101 ada 31 parsel adı altında 1743,09 m2 yüzölçümü ve çayır vasfıyla asliye hukuk mahkemesinin 2005/24 Esas sayılı dosyasında davalı olduğundan bahisle malik hanesi boş olarak senetsizden tespit edilmiştir. Mahkemece ... (...) ... Müdürlüğünün 20.03.2008 tarihli yazısına istinaden dava konusu yere kadastro tutanakları düzenlendiğinden re"sen görevsizlik kararı verilmiş ve dava dosyası görevli ... Kadastro Mahkemesine devredilmiştir.
    Asli müdahil ..., ... ve ... ayrı ayrı usulüne uygun müdehale talebinde bulunmuş ve 1937 tarih, 969 sıra nolu kök tapuya istinaden murislerine ait olduğunu iddia ettikleri dava konusu 101 ada 31 parsel sayılı taşınmazın kadastroca yapılan tespitinin iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda;
    "1) Davacı yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
    2) ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde kain 101 ada 31 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 31/07/2012 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli kroki 1"de sarı renkli kalemle boyalı olarak gösterilerek 26/12/2012 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli ek kroki 1"de (A) harfi ile adlandırılan 1080.09 m² yüzölçümündeki kesimi haricindeki kısmının ziraat bilirkişisinin 29/11/2012 havale tarihli bilirkişi raporu göz önüne alınarak çayır vasfıyla davacı ... tüzel kişiliği adına tapu siciline kayıt ve tesciline,
    3) Asli müdahiller ..., ... ve ... yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
    4) ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde kain 101 ada 31 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 31/07/2012 havale tarihli teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 31/07/2012 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli kroki 1"de sarı renkli kalemle boyalı olarak gösterilerek 26/12/2012 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli ek kroki 1"de (A) harfi ile adlandırılan 1080.09 m² yüzölçümündeki kesiminin ziraat bilirkişisinin 29/11/2012 havale tarihli bilirkişi raporu göz önüne alınarak çayır vasfıyla, asli müdahillerin dayanak tapu kaydı (29/11/1937 tarih cilt no:4, sahife no:146, sıra no:969) ve talepleri de dikkate alınarak,
    * tapu maliklerinden ..."ın toplam 480/1536 hissesinin mirasçılarından;
    - kızı ... adına 240/1536 hisse oranında,
    - kızı ... adına 240/1536 hisse oranında,
    * tapu maliklerinden ..."ın 384/1536 hissesinin mirasçılarından;
    - kızı ... adına 16/1536 hisse oranında,
    tapu siciline kayıt ve tesciline, asli müdahillerin hak iddia ettikleri ve ek kroki 1"de (A) harfi ile adlandırılan bu taşınmaz kesiminin bakiye 1040/1536 hissesinin ziraat bilirkişisinin 29/11/2012 havale tarihli bilirkişi raporu göz önüne alınarak çayır vasfıyla davacı ... tüzel kişiliği adına tapu siciline kayıt ve tesciline,"
    Karar verilmiş; hüküm, davalı ... tüzel kişiliğince temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, müdahalenin men"i ile iki köy arasındaki sınırın tespiti istemine ilişkin iken, kadastro geçmesi ile kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
    Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın çayır vasfında olduğu ve etrafının 101 ada 1 sayılı orman parseli ile çevrili olduğu bilinmesine rağmen yöntemine uygun olarak orman ve mera (yaylak) araştırması yapılmamış, dava konusu taşınmaza komşu olan 101 ada 1 sayılı orman parseline ve 101 ada 32 sayılı parsele ait tapu kayıtları, dayanak belgeleri, davalı iseler dava dosyaları getirtilip incelenmiş; davacı köy tüzel kişiliğinin dayandığı 1934 tarihli sınır tespit krokisinin varlığından bahsedilse de dosya arasında rastlanmamış, keşifte uygulanıp uygulanmadığı da denetlenememiş; asli müdahil gerçek kişilerin davalarına dayanak yaptıkları 1937 tarih 969 sıra nolu kök tapu kaydı değişebilir nitelikte sınırlar içerdiğinden tapu kayıt miktarına itibar edilmesi gerekeceği düşünülmemiş; başka parsellere revizyon görüp görmediği hususu da yeterince araştırılmamıştır. Eksik incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Öyleyse, mahkemece öncelikle; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu kesinleşmediğinden, taşınmaz, kadastro çalışmalarının yapıldığı tarihte davalı olup, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesinde düzenlenen re"sen araştırma ilkesinin somut olayda uygulanması gerekmektedir. 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince bu hallerde kadastro hâkimi kendiliğinden gerekli gördüğü tüm delilleri toplayarak gerçek hak sahibini bulmak ve sicil oluşturmak zorunda olduğundan, ...nin ve ... Yönetiminin yasal hasım konumunda olduğu unutmamalı ve davaya usulünce dahil edilmelidir. Yine, taşınmazla ilgili davacı ve davalı köyün kadim mera iddiası olduğu ve bitişiğinde orman parseli bulunduğu halde, yöntemine uygun olarak mera ve orman araştırması yapılmamış, keşifte dinlenen tanık ve bilirkişiler, taraflarla akrabalığı ve husumeti olmayan komşu köylerden seçilmemiş, komşu parsel kayıtları getirtilerek uygulanmamış, davalı köyün taşınmazda sürdürdüğü zilyetliğin ne şekilde olduğu, çayır niteliğindeki taşınmazlarda hayvan otlatarak mı, yoksa otunu biçerek mi zilyet ettikleri tam olarak araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Bu nedenlerle; mahkemece usulî eksikler giderildikten sonra, komşu parsel tutanak ve dayanakları, davacı köyün dayandığı 1934 tarihli sınır tespit krokisi ve varsa ekleri, eski tarihli ve 20 yıl önceye ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, yöntemince mera araştırmasının yapılması ve komşu köylerden yerel bilirkişi ve tanıkların dinlenmesi gerekir.
    Kural olarak; bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi, taşınmazların yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğiyle mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır. Bu nedenle; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca yayla tahsisi yapılıp yapılmadığı ... Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı mülkî amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu idarî işlemler kesinleşmiş ise yayla tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazın bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve bir uzman orman bilirkişisi, tapu fen memuru ve uzman üç ziraatçi bilirkişi, tesbit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, fen memuru bilirkişisi eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tesbit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde, tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişiler marifetiyle taşınmaz bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına yazılmalı, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tesbit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınmadığı dikkate alınarak tutanakların içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları, tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, özellikle fen memuru bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, davacı kişiler tarafından dayanılan tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile dosya arasına getirtilmeli, tapu kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, keşif sırasında dayanılan tapu kayıtları taşınmaza uygulanmalı, tapu kaydının hukukî değerini koruyup korumadığı tartışılmalı, tapu kaydının uyması halinde; tapu kaydında adı geçen kök muris ... oğlu..."ın veraset ilamı da dosya arasına alınmak koşuluyla adına tescil kararı verilecek kişilerin hisseleri tam olarak belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın kişiler hakkında tescile konu olan kısmı dışında kalan bakiye kısmının ya da tapu kaydı uymuyorsa taşınmazın tamamının hangi köy sınırlarında kaldığı, 1934 tarihli sınır tespit krokisinden de keşifte uygulanmak suretiyle yararlanılarak tam olarak tespit edilmeli, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... tüzel kişiliğinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi