Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15356
Karar No: 2016/1628
Karar Tarihi: 17.02.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15356 Esas 2016/1628 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/15356 E.  ,  2016/1628 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    .

    Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/01/2015 tarih ve 2013/379-2015/36 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ...Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili firmanın 1996 yılından beri sebze ve meyve ticareti yapmakta olduğunu, 2007 yılından itibaren de dünyaya açıldığını, müvekkilinin davalılardan... ... ve Ambalaj San. A.Ş"den karton kutu alımı yaptığını ancak ticari ilişkilerinin 08/02/2013 tarihinde son bulduğunu, müvekkili firmanın bilgilerinin yazılı olduğu karton kutuların içerisinde sebze olacak şekilde kullanıldığını ve bu kutularla ihracat yapıldığını öğrendiklerini, kutularla ihraç edilen ürünlerin kalitesinin düşük olduğunu, müvekkilinin ticari itibarının zarar gördüğünü, ayrıca ticarete olan güveninin sarsıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerini ayrı ayrı 100.000 TL"ye yükseltmiş; ayrıca husumeti... Ambalaj Malzemeleri yerine..."a yöneltmişlerdir.
    Davalı ... ... Ambalaj San. A.Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı yargılamaya katılmamıştır.
    Mahkemece, koşulları oluşmayan maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise, davalı şirketin davacının siparişi üzerine ürettiği ve davacının isminin yazılı olduğu kutuları, diğer davalı ... aracılığı ile dava dışı şirkete sattığı, bu şekilde davacı şirketin isminin haksız olarak kullanıldığı, davalı şirketin davacının isminin yazılı olduğu kutuların aynı konuda faaliyet gösteren kişi veya firmalarca alınabileceğini değerlendirmek zorunda olduğu, davalı ..."ın kutuları aynı konuda faaliyet gösteren firma tarafından kullanılacağını bilmesi nazara alınarak davalı ... yönünden 4.000 TL, davalı şirket yönünden 20.000 TL için kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Kararı davalı ... ... San. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının eyleminin 6100 sayılı TTK"nın 55/(1)-a-1 maddesi anlamında bir haksız rekabet teşkil ettiğinin anlaşılmış olmasına göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır. Bu tazminat türü, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişi, öngördüğü miktarı belirleyerek istemde bulunabilir.
    Maddi zararda olduğu gibi manevi zararın kesin bir şekilde hesaplanması olanaksızdır. Bunun için miktarı, somut olayın özelliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını belirlemede geniş bir yetkiye sahiptir.
    Zarar gören, uğradığı haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminatının miktarını tayin edip, talep edebilir. Hatta zarar gören, maddi zararını kısmi dava olarak bir defada değil, zamanaşımı, süresi içinde, birden fazla talepler halinde isteyebilir. Oysa manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olduğu ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunduğu için birden fazla bölümler halinde istenemez. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesi, manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırı düşer. Bunun tek istisnası olay sonucu gerçekleşen uzuv zaafı ve uzuv kaybı oranının uzun süren tedavi aşamalarından sonra tam olarak anlaşıldığı durumlardır. İnsan yapısı gereği, manevi acı olay tarihinden uzaklaşıldıkça azalır, artmaz, bu nedenle olay tarihine en yakın açıklanan irade beyanı manevi acının şiddetini daha açık olarak ortaya koyar. Manevi acı tazminata hükmedilirken davalısına göre değişiklik göstermez.

    Gerçekten, hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir.
    İstemin değiştirilmesi ve artırılması için, istekte bulunanın daha önceki isteminin dışında ve ondan daha fazla alacağının bulunması gerekir. Manevi zararda ise, zarar gören daha önce belirttiği istemi ile zararını açıkladığı ve belirttiği, artık geriye bir alacağı kalmadığı için gerek ayrı bir dava ve gerekse ıslah yoluyla bir istemde bulunamaz. Zira, manevi tazminat bir bütündür. Duyulan acı ve üzüntünün karşılığı dava yolu ile belirlenip, karşı tarafa bildirildikten sonra arttırılması veya yeni bir dava açılarak istenmesi mümkün değildir.
    Öğretide ve kararlılık gösteren yargısal inançlarda da manevi tazminat davasının kısmi dava olarak açılamayacağı, ıslah yolu ile de istemin arttırılamayacağı benimsenmektedir.
    Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 02.07.1980 gün ve E: 3/1477-2113 sayılı; 27.03.1981 gün ve E:9/1481-251 sayılı; 25.09.1996 gün ve 1996/21-397-637 sayılı; 13.10.1999 gün ve 1999/21-648-818 sayılı kararlarında da, aynı ilkeler vurgulanmıştır.
    Somut olayda, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davacı vekilinin dava dilekçesinde 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan kusurları oranında tahsili talebinde bulunmuş olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, ıslah ile arttırılan miktar esas alınmak suretiyle manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.


    ./..


    3- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı şirket yararına BOZULMASINA, (3) Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden Mondi Tire Kutsan San A.Ş"ye iadesine, 17/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    .



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi