
Esas No: 2019/7152
Karar No: 2019/11845
Karar Tarihi: 18.11.2019
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/7152 Esas 2019/11845 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheliler... ve ... Yapı Proje Üretim Ticaret Anonim Şirketi haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/03/2019 tarihli ve 2019/31185 soruşturma, 2019/17200 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 17/04/2019 tarihli ve 2019/1751 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 02/09/2019 gün ve 94660652-105-35-9494-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/09/2019 gün ve 2019/86028 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, her ne kadar İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca olaydaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de; somut olayda, müştekinin gayrimenkul satış sözleşmesine istinaden şüphelilere 1.450.000,00 Türk lirası ödeme yapmasına rağmen, inşaata başlanacağının beyan edilmesine karşın inşaata başlanmadığı gibi muhatap olarak kimseye de ulaşamadığı, bu şekilde parasının alınarak dolandırıldığını beyan ederek ödemeye ilişkin dekontlar ile sözleşmeyi şikayet dilekçesine ek olarak sunmasını müteakip, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında hiçbir araştırma yapılmaksızın doğrudan aradaki ihtilafın sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlık olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müştekinin iddiasına yönelik bir araştırma yapılmadığı, şüphelilerin ifadelerinin alınmadığı, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen ve müştekinin dilekçesine ek olarak sunduğu fotokopi gayrimenkul satış sözleşmesinin aslının dosya arasına alınmadığı, etkili bir kolluk araştırması ile iddia konusu hususta her türlü kanuni delil araştırıldıktan sonra şüphelilerin hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında eksik soruşturmaya ve değerlendirmeye dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 17/04/2019 tarihli ve 2019/1751 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 18/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.