16. Ceza Dairesi 2017/879 E. , 2017/4715 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesi
Hüküm : Mahkumiyet
Suç: Silahlı terör örgütü üyesi olma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
I. İTİRAZ OLUNAN KARAR
Adana (Kapatılan) 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.10.2007 tarih ve 2005/100-2007/109 sayılı kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.03.2010 tarih ve 2008/7656-2010/2864 karar sayılı ilamıdır.
II. İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 24.02.2017 tarih, 2017/991 sayılı müzekkeresi ile hükümlü ve hükümlü müdafiinin itirazlarını belirtip hükümlünün aynı okulda okuduğunu iddia ettiği..."e özgeçmiş vermesi şeklindeki eyleminin terör örgütü üyeliği için yeterli olmayacağı, hükümlünün özgeçmiş verme ile dosyada belirtilen eylemlerinin bir bütün halinde 765 sayılı Kanunun 169. maddesinde belirtilen terör örgütüne yardım suçunu oluşturduğu,
Dosya kapsamından anlaşıldığından hükümlü hakkında 765 sayılı TCK"nın 169. maddesi uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde mahkumiyet hükmü kurulması nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 308/3. maddesi gereğince itiraz yoluna başvurulmuştur.
III. DOSYADAKİ DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME
Hükümlü ... hakkında Adana (Kapatılan) 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/100 Esas sayılı dosyasında Hizbullah terör örgütü üyesi olma suçundan 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
Hükümlü, kolluk ve Cumhuriyet savcısı aşamasında 1993-1999 yılları arasında örgütsel faaliyetlere katıldığını 1997 yılında ev toplantısında pelur kağıda kendi el yazısıyla yazdığı özgeçmiş raporunu ....e verdiğini 1999 yılı içinde bir camide ders alırken yakalanıp yaş küçüklüğü sebebiyle serbest kaldığını, faaliyetlerinin örgütsel nitelikte bulunmadığını bildirmiş duruşmada ise suçlamaları kabul etmemiştir. Yapılan yargılama sonucunda hükümlünün TCK"nın 314/2 maddesi uyarınca silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.03.2010 tarih ve 2008/7656-2010/2864 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında suçun vasıflandırılması yönünden bir ihtilaf söz konusudur.
Hükümlü ... 01.07.1982 doğumludur. 17.01.2000 tarihinde Hizbullah terör örgütü lideri olan ...."nun yakalanması için yapılan operasyonda örgütsel dokümanlar ele geçirilmiş olup, bu dokümanlar içinde hükümlüye ait 17.06.1997 tarihli özgeçmiş raporu da mevcuttur.
Rapor içeriğine göre; hükümlünün önceleri Mithatpaşa Camisinde Kur"an dersi aldığı, 1997 tarihinden itibaren ders vermeye başladığına yer verilmiştir.
Hükümlü 19.05.2005 tarihli kolluktaki anlatımında; 1993 yılında Tarsus... Lisesi orta kısmında öğrenci iken aynı okulda öğrenci olan.... ...., ...(K), ... Uzunselvi, .... ile ismini tam olarak hatırlayamadığı on kişilik bir grupta Mithatpaşa Mah. ve Gazipaşa mah. Camiinde kuran kursunda toplantılar yaptığı 1993-1999 yılları arasında bu faaliyetlere katıldığını, özgeçmiş raporunu...e verdiğini beyan etmiştir.
Hizbullah terör örgütünün eleman kazanma yöntemi olarak mensupları tarafından Camilerde Kur"an dersi verildiği, ders alan öğrencilerden örgüte sempati duyan ve örgüt hiyerarşisine girebilecek kişilerin tespit edilmek suretiyle örgüte kazandırıldığı bilinmektedir. Hükümlü hakkında da aynı yöntemin izlendiği anlaşılmaktadır. Ancak hükümlünün camide ders almaya başladığı tarihte 11 yaşında olduğu, özgeçmiş raporunu verdiği tarihte yaşının 14 yıl 11 ay 16 günlük olduğu, aksi ispat edilemeyen samimi anlatıma göre; 1999 yılı itibariyle örgütle irtibatını tamamen koparmış olduğu anlaşılmaktadır.
Kişinin, terör örgütünün hiyararşisine dahil olup, örgütsel amaç doğrultusunda süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylemlerde bulunması halinde, örgüt üyesi olarak kabul edileceği yerleşik yargısal kararlardandır.
Kişinin terör örgütüne özgeçmiş raporu vermesi, örgüt hiyararşisine dahil olduğuna ilişkin karine teşkil edebilir ise de, o tarihte suça sürüklenen çocuk konumunda bulunduğu, zira raporu vermiş olduğu tarihte 15 yaşından küçük olduğu, ceza ehliyeti mevcut olsa dahi tam ehliyetli olmayan suça sürüklenen çocuğun örgüte katılma iradesi ile hareket ettiğinin kabul edilemeyeceği, 15 yaşından sonra 18 yaşını bitirmeden önce örgütsel mahiyette ders alıp ders vermesinin örgüte yardım olarak kabul edilmesinin gerekeceği, zira bu faaliyetin çeşitlilik ve yoğunluk içermemesi karşısında örgütün sair üyesi olarak kabul edilmesine olanak sağlamayacağı, dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun kabul edildiğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmüştür.
Suça sürüklenen çocuğun 1999 yılının hangi ay ve gününde örgüte yardım eylemine son verdiğinin belirlenememesi karşısında şüpheden sanık yararlanır ilkesi doğrultusunda bu tarihin 23.04.1999 öncesi olduğunun kabulü gerektiğinden hükümlü hakkında 4616 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.03.2010 tarih ve 2008/7656-2010/2864 sayılı onama kararının 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Hükümlünün eyleminin lehe bulunan 765 sayılı TCK"nın 169 maddesi kapsamında silahlı terör örgütüne yardım suçu kapsamında kaldığından, 4616 sayılı Kanunun 1/4 maddesi gereğince Kamu davasının kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlü ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan Adana (Kapatılan) 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.10.2007 tarih ve 2005/100-2007/109 sayılı hükmün BOZULMASINA,
4-Hükümlü hakkında bir hak kaybının oluşmaması açısından 5275 sayılı CGTİH Kanunun 98 ve devamı maddeleri gereğince İNFAZIN DURDURULMASINA, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal salıverilmesi için Adana Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 12.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.