16. Ceza Dairesi 2016/7375 E. , 2017/4716 K.
"İçtihat Metni"
TALEP:
Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa aykırı davranmak suçlarından sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/3 ve 220/6. maddesi delaletiyle 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5, 5237 sayılı Kanunun 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 2911 sayılı Kanuna muhalefet etmek suçundan kovuşturmanın ertelenmesine dair kapatılan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.09.2014 tarihli ve 2011/283 esas, 2011/395 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
Oluş ve tüm dosya kapsamına göre; 2911 sayılı Kanunun 23/b maddesinde belirtilen silah, araç ve malzemeleri taşımaksızın ya da anılan maddede belirtilen halleri gerçekleştirmeksizin, kolluğun gözetim ve denetim altında Diyarbakır Caddesi üzerinde oturma eylemi yapan ve kolluk görevlileri tarafından yapılan ihtara rağmen dağılmayan topluluğun, zor kullanarak dağıtılmak istenmesi üzerine görevlilere yönelik cebir ve tehditte bulunmaksızın birbirlerine kenetlendikleri, sonrasında kolluk tarafından kişilerin tek tek gruptan ayrılmaları sağlanmak suretiyle topluluğun dağıtıldığı ve grup içinde yer alan sanığın zor kullanılmasına rağmen dağılmamakta ısrar ettiğine dair delil de bulunmadığı gözetilmeden, 2911 sayılı Kanuna aykırılık ve örgüt adına suç işleme suçlarından beraatine karar verilmesi yerine yazılı biçimde mahkumiyetine ve kamu davasının ertelenmesine hükmolunmasında isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.11.2016 gün ve 94660652-105-21-5091-2016 sayılı yazılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.12.2016 gün ve 2016/391704 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-OLAY:
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 28.04.2011 tarihli iddianamesi ile; PKK terör örgütünün talimatı ile kurulan çadırın mahkeme kararı ile el konulup kaldırılmasını protesto etmek için terör örgütüne müzahir internet sitelerinde yapılan eylem ve sivil itaatsizlik çağrılarına uyarak düzenlenen izinsiz gösteri yürüyüşüne katılarak cadde üzerinde oturup yolu trafiğe kapatan grupla bütünleşerek oturma eylemine de katıldığı, kolluk güçlerince yapılan anons ve dağılmaları yönündeki ihtar ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrarcı davranarak kol kola girmek suretiyle birbirlerine kenetlendikleri, yapılan müdahale sonrasında gözaltına alındığı, bu suretle silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarını işlediği iddasıyla, TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri ve 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2011 tarih ve 2011/283 esas, 2011/395 karar sayılı hükmü ile; silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan TCK"nın 314/3, 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile; yine 2911 sayılı sayılı Kanuna muhalefet suçundan ise 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 26.12.2013 tarihli ve 2012/9609 esas, 2013/17151 karar sayılı ilamı ile sanığın yasal süreden sonra olan temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Hükümlünün 6352 ve 6459 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanma talebini içerir dilekçesi üzerine; Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.09.2014 tarih ve 2011/283 esas, 2011/395 karar sayılı ek kararı ile; anılan mahkemenin 2011/283 esas, 2011/395 karar sayılı ilamı ile verilen hükmün lehe yasa değişikliği nedeniyle iptaline ve hükümlünün silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan TCK"nın 314/3, 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 220/6-son cümle, 62, 53/1, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; 2911 sayılı sayılı Kanuna muhalefet suçundan 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği ve anılan 11.09.2014 tarihli ek kararın 03.04.2014 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği;
Bu kez hükümlü müdafii 20.05.2015 tarihli dilekçesi ile vekaletname sunarak; aynı olayla ilgili olarak yargılanan sanıklar hakkında Yargıtay 9. Ceza Dairesinin beraat kararı verilmesi gerektiği yolunda ilamlarının bulunduğu gerekçesi ile kanun yararına bozma yoluna gidilmesi ve hükmün bozulması ile beraat kararı verilmesi isteminde bulunması üzerine, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.01.2015 tarihli ek kararı ile de 11.09.2014 tarihli ek kararın infazının durdurulmasına karar verildiği;
Oluş ve tüm dosya kapsamına göre; 2911 sayılı Kanunun 23/b maddesinde belirtilen silah, araç ve malzemeleri taşımaksızın ya da anılan maddede belirtilen halleri gerçekleştirmeksizin, kolluğun gözetim ve denetimi altında Diyarbakır Caddesi üzerinde oturma eylemi yapan ve kolluk görevlileri tarafından yapılan ihtara rağmen dağılmayan topluluğun, zor kullanarak dağıtılmak istenmesi üzerine görevlilere yönelik cebir ve tehditte bulunmaksızın birbirlerine kenetlendikleri, sonrasında kolluk tarafından kişilerin tek tek gruptan ayrılmaları sağlanmak suretiyle topluluğun dağıtıldığı ve grup içinde yer alan sanığın zor kullanılmasına rağmen dağılmamakta ısrar ettiğine dair delil de bulunmadığı gözetilmeden, 2911 sayılı Kanuna aykırılık ve örgüt adına suç işleme suçlarından beraatine karar verilmesi yerine yazılı biçimde mahkumiyetine hükmolunmasında isabet görülmediğinden bahisle Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10.04.2015 gün ve 94660652-105-21-3509-2015/8179/25823 sayılı yazılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.04.2015 gün ve 2015/134500 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edildiği,
Yapılan değerlendirme sonucu Dairemizin 11.11.2015 gün ve 2015/4612-2015-4290 sayılı kararı ile uyarlama yargılamasına ilişkin Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.09.2014 tarih ve 2011/283 esas, 2011/395 karar sayılı kesinleşen ek kararı ile kanun yararına bozma talebine konu Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2011 tarih ve 2011/283 esas, 2011/395 karar sayılı hükmünün lehe yasa değişikliği nedeniyle iptaline karar verilerek hükümlü hakkında yeniden hüküm kurulduğundan kanun yararına bozma talebinin mahkemesince iptaline karar verilmesi sebebiyle hukuken geçerliliği bulunmayan anılan karara ilişkin olduğu anlaşılmakla kanun yararına bozma talebinin reddine, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.09.2014 tarih ve 2011/283 esas, 2011/395 karar sayılı ek kararına yönelik olarak da kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceğinin takdiri yönünden dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma istemli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yazısının değerlendirilmesinde;
Oluş ve tüm dosya kapsamına göre; 2911 sayılı Kanunun 23/b maddesinde belirtilen silah, araç ve malzemeleri taşımaksızın ya da anılan maddede belirtilen halleri gerçekleştirmeksizin, kolluğun gözetim ve denetim altında Diyarbakır Caddesi üzerinde oturma eylemi yapan ve kolluk görevlileri tarafından yapılan ihtara rağmen dağılmayan topluluğun, zor kullanarak dağıtılmak istenmesi üzerine görevlilere yönelik cebir ve tehditte bulunmaksızın birbirlerine kenetlendikleri, sonrasında kolluk tarafından kişilerin tek tek gruptan ayrılmaları sağlanmak suretiyle topluluğun dağıtıldığı ve grup içinde yer alan sanığın zor kullanılmasına rağmen dağılmamakta ısrar ettiğine dair delil de bulunmadığı gözetilmeden, 2911 sayılı Kanuna aykırılık ve örgüt adına suç işleme suçlarından beraatine karar verilmesi yerine yazılı biçimde mahkumiyetine ve kamu davasının ertelenmesine hükmolunmasında isabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
II-SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.09.2014 tarih ve 2011/283 esas, 2011/395 karar sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA;
Bozma nedenine göre, CMK 309/4-d maddesi gereğince uygulama yapılarak;
Sanığın unsurları itibariyle oluşmayan terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.