
Esas No: 2018/1022
Karar No: 2019/552
Karar Tarihi: 26.06.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1022 Esas 2019/552 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1022 Esas
KARAR NO : 2019/552
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/12/2013
KARAR TARİHİ : 26/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların murisi olan ...'nin ... Müdürlüğü'ne ait ... plakalı ... marka araç ...'in sevk ve idaresindeyken meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiğini, müteveffa ... kazada kusurlu olmasına karşın müvekillerinin davada 3.kişi konumunda olduklarını ve ölen kişinin desteğine ihtiyaç duyan ve kaza meydana gelene kadar desteğinden yararlanan kimse olduklarını, müteveffanın kusurunun davacılara sirayet etmesinin söz konusu olmadığını, ölenin kusurunun 3. kişileri etkilemeyeceğine dair Yargıtay'ın son dönemlerde görüş değiştirdiğini ve 3. kişilerin tazminat alabileceği yönünde kararlar verdiğini, iş bu sebeplerden ötürü davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteme haklarının bulunduğunu, zira tazminatın konusunun ölenin değil destekten yoksun kalan davacıların zararının oluşturduğunu, müteveffanın vefat tarihinde 31 yaşında ve ailenin tek çalışanı olduğunu beyanla fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 45.00,00-TL, davacı ... için 40.000,00-TL, davacı ... için 40.000,00-TL olmak üzere 125.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın ancak müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu olduğunu ispat etmek kaydıyla müvekkili şirketten sigortalısının kusuru oranında olan tazminat tutarını isteme hakkına sahip olduğunu, kaza tespit tutanağından ve davacı tarafından delil olarak gösterilen ceza davasından da açıkça anlaşılacağı üzere müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde davacı müvekillerinin 3.kişi olmaları sebebiyle tazminat talep edebileceklerine ilişkin yapılan açıklamaların ve emsal gösterilen kararın iş bu dava ile ilgisinin bulunmadığını, davacı vekili tarafından emsal olarak gösterilen karardaki gibi hüküm kurulabilmesi için davacıların murisinin müvekkil şirkete sigortalı aracın işleteni - sürücüsü olması ve kazaya kendi kusuru ile sebebiyet vermesinin söz konusu olması gerektiğini, iş bu davada müvekkili şirket karşı aracın sigortacısı olduğundan davanın reddinin gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce, dava konusu kazaya ilişkin ... 24. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası, davalı nezdinde sigortalı ... plakalı aracın ZMMS poliçesi, davacılara vefat nedeniyle ödeme yapıldığına dair SGK yazı cevabı celp edilmiş, ... 24. Asliye Ceza Mahkemesi'nce yargılama sırasında alınan ATK kusur raporu uyarınca, dava dışı sürücü ...'in kazada kusurunun bulunmaması sebebiyle beraatine karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya, davacının talep edebileceği tazminatın hesabı yönünden bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, heyet raporunda talep edilebilecek tazminat miktarlarını belirlemiş, sonuç olarak tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazada kusursuz olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 05/02/2018 tarihli, 2015/6737 esas, 2018/555 karar sayılı ilamı ile;
"Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, kaza tespit tutanağına göre meydana gelen kazada destek yaya yola birden çıkmaktan kusurlu, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsü kusursuz bulunmuştur. Ceza dosyasındaki keşif sonrası makine mühendisi tarafından düzenlenen 22.04.2011 tarihli kusur raporuna göre; kazada destek yayanın karşı tarafa geçmek için taşıt yoluna giriş yaptığından dolayı 6/8 oranında kusurlu olduğu, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün ise otomobilin teknik özellikleri ve gece görüşün kısıtlı oluşunu dikkate alarak hızını düşürerek geçiş yapmadığı, kendi beyanında 20 mt fren izi bulunduğuna göre kısa mesafeden yayayı gördüğünün anlaşıldığı, dolayısıyla yayayı göremeyecek kadar kontrolsüz geçmesinden dolayı 2/8 oranında kusurlu olduğu; yine ceza dosyasındaki Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 15/11/2011 tarihli kusur raporuna göre müteveffa yayanın olay mahallinde nizamlara aykırı olarak yayaların girmesi yasaklanmış karayoluna giriş yaptığı, buna rağmen sürücünün sevk ve idaresindeki otomobile ilk geçiş hakkını tanımaması ve korunma tedbiri almaması sonucunda kendi ölümüyle neticelenen kazada dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı davranışlarından dolayı asli ve tamamen kusurlu olduğu, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün ise fren intikal mesafesinde engelleyemediği anlaşılan kazada atfı kabil kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74. md.) gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Mahkemece kusur bilirkişi raporu alınmadan ceza mahkemesince alınan 15/11/2011 tarihli rapor hükme esas alınarak sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu itibariyle, davalı sigortacıda davacıların zararından sorumlu tutulamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, ceza hakiminin kusur değerlendirmesinin, hukuk hakimini bağlamayacağı ilkesi gereği, ... 24. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/438 esas, 2011/778 karar sayılı ceza dosyasında aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporları da tartışılarak, İTÜ öğretim üyeleri veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporu aldırılarak, sonucuna göre davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu çıkması halinde kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmuş ve dosya mahkememize gönderilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, ... Üniversitesinden oluşturulan 3 kişilik bilirkişi heyetine dosya tevdii edilerek kazadaki kusur durumu yönünden rapor alınmıştır. Heyet 02/04/2019 tarihli raporunda özetle; davacıların murisinin yerleşim yeri dışında, iki tarafında yaya girişini engelleyen oto korkuluk bulunan, dolayısıyla yaya hareketlerinin beklenmediği taşıt yolunda gece karanlığında yolu kontrol etmeden yaklaşmakta olan sigortalı aracı dikkate almadan karşıdan karşıya geçmek istediğini, bu suretle motorlu taşıtların ilk geçiş hakkını ihlal ederek hayatını tehlikeye soktuğunu, yaya hareketlerini düzenleyen kurallara aykırı hareket ederek kazada birinci derecede ve tam kusurlu olduğunu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise aniden seyir izine çıkan yayaya çarpmadan kazayı önlemek için gerekli zaman ve mesafeye sahip olmadığı için müteveffaya çarpmak zorunda kaldığını, sürücü bakımından kazanın öngörülemez ve beklenmedik olduğunu, otomobilin fren emniyet mesafesi içinde cereyan ettiğini, bu nedenle sürücüye atfı kabil kusur olmadığını mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının, bozma ilamı ve bozmadan sonra alınan bilirkişi heyet raporu ile birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacıların murisi ...'nin vefatı ile sonuçlanan 08/10/2009 tarihli trafik kazasında, davalıya kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi ile sigortalı ... plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı, davalı sigorta şirketinin KTK'nın 91. maddesi uyarınca sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile 3. kişilere vermiş olduğu zararlardan sorumlu olduğu, bu nedenle davacıların, %100 oranında kendi kusuru ile vefat eden müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarından bahisle davalıdan tazminat talep edemeyecekleri anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL'nin mahsubu ile kalan 382,54 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından bozma öncesinde yapılan 42,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.750,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.26/06/2019
Katip ...
E-imza
Hakim ...
E-imza
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.