16. Ceza Dairesi 2017/830 E. , 2017/4745 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Terör örgütü propagandası yapmak
Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62/1, 50/1-a, 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen 04.06.2013 tarih ve 106-284 sayılı Ceza Genel Kurul Kararında belirtildiği üzere; 06.11.2013 tarihinde usulüne uygun şekilde sorgusu yapılan sanığın, duruşmalardan vareste tutulmayı talep etmiş olduğu, yargı çevresi dışındaki bir cezaevinde bulunan sanıkla ilgili olarak yerel mahkemece duruşmada hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için duruşmaya getirilmemesine karar verilebileceğinden, sonrasında aleyhine delil de ikame edilmeyen sanığın, hükmün tefhim edildiği duruşmada hazır bulundurulmaması CMK"nın 196. maddesine aykırılık oluşturmadığından tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
1- T.C. Anayasasının 34. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 20, Birleşmiş Milletler Medeni Siyasal Haklar Sözleşmesinin 21, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 11, Çocuk Hakları Sözleşmesinin 15. ve 2911 sayılı Kanunun 3.maddesi ile teminat altına alınan ve istikrar kazanmış uygulamaya göre ifade özgürlüğü kapsamında, ifadenin açıklanma yöntemlerinden biri olarak kabul edilen (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.09.2014 tarih, 147-376 sayılı ve 10.11.2015 tarih 2015/9-111-381 sayılı kararları vb,) "silahsız ve saldırısız toplanma hakkı", demokratik toplumun gelişmesinde temel değerlerden biriyse de, amacı suç teşkil eden bir toplantı ya da gösteri yürüyüşünün koruma alanı dışında kalacağında (2911 sayılı Kanunun 3. maddesi) ve bir nispi hak olması nedeniyle zorunlu hale geldiğinde meşru amaçlar için (Anayasa madde 34/2, AİHS madde 11/2) müdahaleye tabi tutulacağında kuşku yoktur.
Olay tutanağı, CD izleme çözüm ve tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın nevruz kutlaması gerekçesiyle düzenlenen etkinlik sırasında "biji serok apo" şeklinde slogan attığı somut olayda; atılan sloganın, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/9-69-99 sayılı ve Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 05.06.2002 tarih 5079-6668 sayılı kararlarında da işaret olunduğu üzere TCK"nın 215. maddesinde düzenlenen "kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde suçu ve suçluyu övme" suçunun oluşacağı, bu husustaki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu da gözetilerek yapılan incelemede:
Ayrıntıları Dairemizin 09.02.2016 tarih, 2015/7466 E. 2016/1025 K. sayılı kararında açıklandığı üzere, olay tarihi ve yeri, sanığın muhatap kitle üzerindeki etkisi, toplantının olaysız dağılmış olması da gözetildiğinde, atılan sloganın terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven, meşru gösteren ya da bu yöntemlere başvurulmasını teşvik eden bir muhteva da içermediğinin anlaşılması karşısında, terör örgütü propagandası suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek;
Sanık hakkında TCK’nın 215. maddesinde tanımlanan suçu ve suçluyu övme suçunun unsurları ve cezalandırılma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak sanığın hukuki durumunun takdiri yerine, yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde propaganda suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabul ve Uygulamaya göre de;
Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3 maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasında TCK 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.