17. Hukuk Dairesi 2015/10070 E. , 2018/5767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı ... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu araçların sebep olduğu kaza nedeniyle, davacı ... ve ..."in ağır biçimde yaralandıklarını, malul kalma riskleri bulunduğu gibi pek çok tedavi giderini de kendilerinin yapmak zorunda kaldığını, davacı ..."in kaza nedeniyle yatağa bağımlı hale gelip bakıma muhtaç olduğunu, davacı ..."un ise diğer davacı annesinin desteğinden yoksun kaldığını, tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını, kazada davalıların kusurlu olduğunu ve davacı sürücü İzzet"in kusuru bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için toplam 30.000,00 TL. maddi ve 90.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 20.06.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 1.305.610,52 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu kazaya karışan ve davalı adına tescilli olan aracın, kazadan çok önce diğer davalı ..."ya haricen satıldığını, araç işleteni sıfatı olmayan davalının zarardan sorumlu olmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davaya konu kazada davalının kusuru olmadığını, lastiği patladığı için yol kenarına güvenli biçimde aracını çektiğini; ancak diğer davalı sürücünün kusuruyla kazanın gerçekleştiğini, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delilere göre; davalı ..."ün kazada kusuru olmadığı anlaşıldığından, bu davalı hakkındaki davanın reddine; davacı ... yönünden, destekten yoksun kalma tazminatı için yasal şartlar oluşmadığından, bu davacının maddi tazminat isteminin reddine; davacı ... ve ..."in maddi tazminat isteminin kabulü ile 10.000,00"er TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve ..."dan müteselsilen tahsiline, ıslah edilen kısma ilişkin harç yatırılmadığından, bu kısım yönünden davanın açılmamış sayılmasına; davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı ... çin 25.000,00 TL, İzzet için 15.000,00 TL. ve ... için 3.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve ..."dan müteselsilen tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 20/d maddesi gereği, harici satım ile işleten sıfatının son bulmayacağı da gözetildiğinde, davaya konu kazaya karışan aracın maliki olan davalı ..."in, ..."nun 85. vd. maddeleri gereği araç işleteni sıfatıyla zarardan sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamasına; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı ölüm halinde sözkonusu olduğundan, davacıların kızı Binnur için bu zararın oluşmadığına ilişkin mahkeme kabulünün yerinde görülmesine göre; davacılar vekili ile davalı ..."ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacıların kazadaki yaralanması nedeniyle, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ve kısmi dava biçiminde açtığı davada, davacılar İzzet ve ... için 10.000,00"er TL. maddi tazminat isteminde bulunmuş; zararın saptanmasından sonra sunduğu adli yardım talepli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini 1.305.610,52 TL"ye yükseltmiştir. Mahkeme ise, davacılara dava dışı trafik sigortacıları tarafından yapılan tazminat ödemeleri ile davacıların sosyal ekonomik durumlarına göre adli yardım talebinin reddine karar verip ıslah ile artırılan kısmın harcı yatırılmadığı için, bu kısım yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davaya konu kaza sonucu davacı ..."in % 100 oranında ve davacı ..."in % 85 oranında malul kaldığı mahkemenin kabulündedir. Kazadan önce bedensel güce dayalı öğretmenlik ve matbaacılık işlerini yaptıkları kolluk tutanakları ile tespit edilen davacıların, oluşan maluliyet oranlarına göre bu işleri devam ettirmelerinin mümkün olamayacağı; tek geçim kaynakları çalışmalarının karşılığı aldıkları ücret olan davacıların kaza nedeniyle gelirden yoksun kaldıkları; oluşan zarar miktarlarının yüksekliğine göre hesap edilen harcın çok ... olduğu; davalı ... şirketleri tarafından yapılan ödemeler ile geçimlerini sağlamaya çalışan davacıların bu bedelleri dava harcı olarak ödemesini beklemenin hakkaniyete uygun düşmeyeceği dikkate alındığında, adli yardım talebinin reddi somut olayın özellikleriyle bağdaşmamıştır.
İfade edilen tüm bu nedenlerle, davacı yanın adli yardım talebinin yasal koşulları oluştuğu dikkate alınıp HMK"nun 335 vd. maddeleri gereği adli yardım talebinin kabulü ile ıslah edilen kısım yönünden değerlendirme yapılması için mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
3-Dava konusu trafik kazasındaki taraf kusur oranlarının tespiti bakımından, ... Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"nden alınan 12.10.2012 tarihli raporda; davalı ..."nın kazada tam kusurlu olduğu, davacı sürücü İzzet ile davalı ..."in kusursuz olduğu yönünde görüş bildirilmiş; mahkemece bu rapor benimsenerek hüküm tesis edilmiştir. Oysa; davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen ceza davasında alınan İTÜ bilirkişi heyeti raporunda, her iki davalı sürücünün de kusurlu olduğu ve davacı sürücünün kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Anılan tutanak ve teknik heyet raporunda; yerleşim yeri dışı olan mahalde gerçekleşen kaza bakımından, lastik patlaması
nedeniyle (zorunlu sebeple) kısmen şeride tecavüzlü biçimde duran davalı ..."in Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin 116. maddesine aykırı biçimde, gerekli önlemleri almaması (belli mesafeden görülecek reflektör koymama) nedeniyle kazada tali kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Mahkemenin benimsediği ... raporunda ise, davalı ..."in zorunlu sebeple ve araç dörtlü ışıklarını yakmakla yeterli önlemi aldığı kabul edilerek davalı kusursuz bulunmuştur. Bu itibarla, mahkemenin hükme esas aldığı rapor, hem kaza tespit tutanağı ile hem de ceza yargılamasında alınan teknik raporla açıkça çelişmektedir.
Bu durumda mahkemece; ... Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek bilirkişi heyetinden, tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle, kaza tespit tutanağı ile mahkemenin aldığı ... raporu ve ceza yargılamasında alınan raporların kusur belirlemeleri arasındaki çelişkiyi gideren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacıların yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, toplam 90.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu, davacıların cismani zarara uğraması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların çok ... oranda maluliyete uğraması nedeniyle oluşan zararın ağırlığı, davacıların kazada hiçbir kusurunun olmadığı hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, tüm davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha ... manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar düşük manevi tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
5-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının ve tazminatın miktarının doğru biçimde belirlenmesi açısından, zarar görenin kaza anındaki gerçek gelir durumunun doğru biçimde saptanması büyük önem taşımaktadır.
Davacı taraf davacı ..."un, matbaacılık yaptığını ve bir gazetede ortaklığı bulunduğunu, bu suretle çalışıp ayda 5.000,00 TL. gelir elde ettiğini iddia ederek işgöremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur. Mahkeme tarafından hükme esas alınan 25.02.2014 tarihli aktüerya raporunda ise; kaza tarihinde öğretmen olan ve daha sonra istifa ile mesleğinden ayrılan davacı ..."in her zaman mesleğine dönebileceği gerekçesiyle, takdiren asgari ücretin 3 katı olarak kabul edilen gelir üzerinden bu davacı için tazminat hesabı yapıldığı görülmektedir. Mahkeme tarafından, davacı ..."in kaza tarihinde yaptığı iş ile elde ettiği gelir bakımından yeterli araştırma yapılmamış olup varsayım ve takdire dayanan bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi, eksik inceleme niteliği taşımaktadır.
Bu durumda mahkemece; davacı ..."in, kaza tarihinde öğretmen olup olmadığı ve elde ettiği gelir ile istifası sözkonusu ise mesleğine tekrar dönmesinin hukuken mümkün olup olmadığı ve mesleğine dönüp dönmediğinin sorulması; davacı tarafın iddia ettiği gibi matbaacılık ve gazete ortaklığı yönünden ise, ayrıntılı vergi kayıtları ile ... hizmet dökümünün getirtilmesi ve bu kayıtlara göre gelirinin saptanması, bu kayıtlara göre bir işveren yanında çalışmaktaysa işyerinden gelirine ilişkin araştırma yapılması ile davacının temin edilen resmi belgelerdeki net kazancı dikkate alınarak tazminat hesabına esas gelirinin saptanması, daha sonra bu gelir üzerinden hesaplama yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı ..."ın sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar yararına; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ..."a geri verilmesine 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.