
Esas No: 2016/15658
Karar No: 2018/14407
Karar Tarihi: 14.11.2018
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/15658 Esas 2018/14407 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin kollukta alınan beyanında, "Sanığın, elindeki cep telefonunu kaparak kaçtığını belirttiği halde, talimat mahkemesinde alınan beyanında ise sanığın kendi telefonundan arkadaşını aramak istediğini, kendisinin de "numarayı ver, ben arayım "dediğini, sanığın kabul etmemesi sebebiyle telefonu sanığa uzattığını ve sanığın da telefonu kapıp kaçtığını belirtmiş olması karşısında suça konu telefonun sanık tarafından müştekinin elinden alınıp alınmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespiti yönünden; müştekiye beyanları arasındaki çelişkinin sorulması sonucunda, müştekinin suça konu telefonu açık alanda sanığa verdikten sonra çalınmış olması durumunda TCK"nın 141. maddesi kapsamında hırsızlık suçunu oluşturacağı nazara alınarak sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
2-Müştekinin suça konu telefonu açık alanda sanığa verdikten sonra çalınmış olduğunun tespiti halinde gündüz vakti işlenen açıktan hırsızlık (TCK’nın 141/1.) suçunun; Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Yargılama gideri olarak hesaplanan 16,00 TL"nin, CMK’nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda terkin edilecek miktar olan 20,00 TL"nin altında kaldığından hâzineye yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 14.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.